Resim: Hunter Trahan
Mesih’in sözü bütün zenginliğiyle içinizde yaşasın. —Koloseliler 3:16
Her birimizin içinde bir şey “yaşar.” Bu; düşünen, hisseden, seven, seçen iç varlığımızdır (Efesliler 3:16). İç varlığımız bizim düşündüklerimiz tarafından yönlendirilir. Düşündüğümüz şeyler sevdiğimiz şeyler olur. Bilincimiz bizim için nelerin değerli olduğunu ve dolayısıyla neleri seveceğimizi anlatır. Böylece aklımız arzularımız ile sevgimizi yönlendirir ve sonra da arzuladıklarımızı yaparız. Hiç bir zaman arzularımıza karşı hareket edemeyiz. Bazı arzularımız diğer arzularımıza karşı gelebilir ama sonuçta arzularımız bizi yönlendirir. Yapmamız gerekeni bir başkası bize söylese bile, yapıyoruz; çünkü yapmayı istiyoruz.
İsa Mesih’e inanmış olduğumuz için O’nun bizim ne yapmamızı istediğini bilerek yapmak istiyoruz. Günahlı arzularımıza göre değil, İsa’nın arzularına göre yönlendirilmek istiyoruz. Bu nasıl olabilir? İlk önce aklımız O’nun düşünceleriyle dolu olmalı. Biz düşüneceğiz, ama neye inanıp düşünmemiz gerektiğini İsa bize anlatacak. Sonra akıl yenilenirken, Mesih’in arzularına uymaya başlayacağız. Benim yapmamı istediği şeyleri yapmayı istemeye başlıyorum. Sonuç olarak kendi isteklerimi değil, Rab İsa’nın isteklerini seçmeğe başlıyorum. Bu itaattir.
Pavlus Koloseliler’in birbirlerini sevmelerini buyuruyor. Bunu yapmayı neden istesinler? Çünkü yapmalarını Tanrı buyuruyor! Eğer Mesih’in düşüncelerini düşünmüyorlarsa, bunu yapmayı istemeyecekler. Kutsal Kitap Rabb’in düşüncelerinin ne olduğunu bize anlatır. Tanrı’nın o düşünceleri aklımıza koymak için kullandığı araç ise Kutsal Kitap’tır. Kutsal Kitap’a bakmazsak, dümensiz bir gemi ya da direksiyonsuz bir araba gibi oluruz. Tanrı’nın bizden beklediği gibi düşünebilmek için Kutsal Kitap’ta bulunan yönlendirilmeye ihtiyacımız vardır. Tanrı bize bildirmedikçe hiçbirimiz ne düşüneceğimizi bilemeyiz. Eğer doğru bir şekilde düşünmezsek Tanrı’ya itaat etmeyi arzulamayacağız.
Anahtar soru şudur: “Mesih’in Sözü tüm zenginliğiyle bende nasıl yaşar?” İçimizde yaşaması O’nunla düzenli bir şekilde ilişkide bulunmamız sonucunda oluşur. Birisinin ne düşündüğünü onunla iletişime girmeden anlayamazsın. O’nun Sözü’nü okumadan Tanrı’nın ne düşündüğünü bilemeyiz. Bir İncil okuluna gitmekten bahsetmiyoruz, Kutsal Kitap’ı her gün okumaktan bahsediyoruz. Tabii ki İmanlılar bir araya geldikleri zaman birbirlerini Tanrı Sözü’yle cesaretlendireceklerdir. Ama eğer tek başına Kutsal Kitap’tan her gün beslenmezsek başkalarıyla paylaşacak neyimiz olabilir?
Ayrıca, eğer bu Söz içimizde tüm zenginliğiyle yaşayacaksa, onu sadece okumaktan çok daha fazla şeyler yapmalıyız. Bu Kitap’ı çalışmalıyız, ayetleri karşılaştırmalıyız, derin derin düşünmeli, onun için uzun zaman vermeli ve öğrendiklerimize itaat etmeliyiz. Bunu yapmak için zaman harcamalıyız. Fakat Tanrı’nın Sözleri ve düşünceleri içimizde yaşamaya başladığında ne buluyoruz? Davut’un Tanrı Sözleri’nde bulduğunu buluyoruz: “Onlar baldan, süzme petek balından tatlıdır.” (Mezmur 19:10)
Mesih’in Sözü tüm zenginliğiyle içinizde yaşasın.