Niçin beni ‘Ya Rab, ya Rab’ diye çağırıyorsunuz da söylediklerimi yapmıyorsunuz? —Luka 6:46
Günümüzde Hristiyan aleminin büyük bir çoğunluğunda kolay bir Müjde sunulur. İsa Kurtarıcı’ysa O’nun Rab olması gerektiğinde ısrar eden kitaplar yazılmaktadır. Başkaları böylesine katı bir görüşü yalanlamak için yazmış ve kurtuluş karşılıksız olduğundan bizden hiçbir şey istemediğini öğretmişlerdir. Bizim de, “Ama Kutsal Yazı ne diyor?” (Galatyalılar 4:30) diye sormamız iyi olur.
Kutsal Kitap okumamızda “bir adam”ın belirtilmemiş nedenlerden ötürü İsa’yı izlemek istediğini görüyoruz. Belki de bölümün başında beş bin kişiyi doyuran bedava ekmek haberini duymuştu. İsa ona, gerçek izleyicilerinin zulüm ve sürgün aracılığıyla çekmeye çağrıldıkları fakirliğin zorluklarına katlanmaya razı olmaları gerektiğini hatırlatmıştı.
İsa’nın Tanrı’nın Egemenliği’ni bildirmeye çağırdığı bir başkası da, isteksizliğini, İsa’dan önce babasını gömmesine izin vermesini isteyerek göstermişti. Büyük bir olasılıkla babası daha hayattaydı ama oğlunun İsa’nın bir öğrencisi, özellikle de bir vaiz olmasını pek istemiyordu.
Üçüncü izleyici özentisinin İsa’yı izleme hakkında söyleyeceği iyi şeyler vardı ama “önce şunu yapayım” isteğiyle kalbinin nerede olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştu.
İsa’nın bu üç kişiye verdiği yanıtlar günümüzde de geçerlidir. Müjde sabanını süren kişi, bedava bir şey alma umudundaysa ya da başkalarının neler düşüneceğinden korkuyorsa veya sürekli olarak başka bir şeyin Müjde sabanını sürmekten önce gelmesine izin veriyorsa Müjde sabanı toprağı iyice sürmeyecektir.
Boyunduruğumu taşımak kolay, yüküm hafiftir. —Matta 11:30