Resim: Jecapix
“Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün” —Matta 7:5
Birisinin bize yaptığı haksızlıklara takılıp kaldığımızda, kendi günahımızı genellikle net bir şekilde göremeyiz. Bu aynen böyledir. Bunun yerine, kendi doğruluğumuzu haksızlık edenlerin haksızlığıyla karşılaştırırız ve onlara kıyasla kendimizi daha yukarıda görürüz.
Kurtarıcımız şöyle soruyor: “Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği fark etmezsin?” (Matta 7:3). Sözlerine şöyle devam ediyor: “Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.” Bakış açısı her şeydir, değil mi? Size haksızlık eden kişinin günahı, yargınızın mikroskopu altında dev boyutlarda görünebilir. Ancak İsa sizi, mikroskoptan başınızı kaldırıp gözünüzün önündeki kendi günahınızın ölçülerine dikkat etmeye çağırıyor. İsa, kendinizi başkalarından daha iyi görmenize neden olan gururun gülünç doğasını ortaya koymak için abartma sanatı kullanıyor.
Arkadaşım Tiffany, zorlu bir evliliğe katlanma mücadelesi verdi. Kocası Jack yıllarca porno izlemişti. Pornografi bağımlılığı ilişkilerini tehdit ediyordu. Tiffany’ye bunun en zor kısmının ne olduğunu sorduğumda Jack’in günahı karşısında kendi içindeki gururla nasıl mücadele ettiğinden söz etti. Kocasının günahının, evlilikleri üzerinde kendi günahından daha büyük bir etkisi olduğu için kendisinin daha iyi bir insan olduğuna inanıyordu. Daha iyi bir imanlı. Daha iyi bir eş. Daha iyi bir ebeveyn. Genel olarak daha iyi birisi.
Tiffany kocasının günahını kendisininkiyle karşılaştırıp onunkini daha kötü bulduğu için kocasını bağışlamakta zorluk çekiyordu. Kendine özgü doğruluğu kocasından uzaklaşmasına ve yanlışlarını ona hatırlatmak için sık sık iğneleyici sözlerle onu utandırmasına neden oluyordu.
Bununla bağ kurabilir misiniz? Hayatınızda kendi doğruluğunuzla ilgili yanlış bir düşünceden ötürü gururlu yargıç olduğunuz bir ilişki var mı? Tanrı kendi günahımızı asla başkalarının günahlarıyla karşılaştırmamamızı söyler. Bunun yerine, günahlarımızı alıp Tanrı’nın istekleriyle karşılaştırmalıyız. Bizi etkilemesi gereken karşılaştırma budur – Tanrı’nın mükemmelliğine kıyasla kendimizdeki kutsallık noksanlığıdır.
Tiffany hayatındaki en büyük mucizenin Tanrı’nın bağışlaması olduğunu biliyordu. İddia ettiği hiçbir doğruluk kendisinden kaynaklanmıyordu; hepsi Mesih tarafından çarmıhta kendisine verilmişti. Kendine özgü doğrulukla kocasına sırt çevirerek, sanki kendisi doğruymuş gibi davranması makul değildi. Kendisi de kocası da lütfa muhtaç, düşkün günahkârlardı. Aralarındaki karşılaştırma, onların farklı değil, aynı olduklarını gösteriyordu.
Hepimiz günah işliyoruz – her birimiz! Tanrı’nın huzurunda kendimizi alçaltıp günahımıza ciddi bir gözle bakmadıkça, başkasının günahları için sevgiyle yardım sunmak bize zor gelecektir. Eğer kardeşinizin yüreğindeki çöpü çıkarmak isterseniz, önce kendinizi ciddi bir şekilde yoklamanız gerekir. Bağışlama yolunda bu adımı atlamayın.
Tanrı’nın hayatınızda bağışlamış olduğu günahı hatırlamak için biraz zaman ayırın ve ardından yüreğinizde kendinizi nasıl doğru görebildiğinizi itiraf edin.