Resim: George M. Groutas

Birbirinize karşı…şefkatli olun.

—Efesliler 4:32

Gençlik yıllarımda, Efesliler 4:32 aklıma takılmıştı. Hayatımın daha sonraki evrelerinde Kutsal Yazılar’da yer alan daha başka birçok bağışlama örneğini iyi tanıdım.

Yusuf genç bir çocukken ağabeyleri onu İsmaililer’e otuz parça gümüş karşılığında sattılar. Kardeşlerini yabancılara satabilmeleri kıskançlık ve nefret dolu yüreklerinden kaynaklanıyordu. Bundan ötürü kardeşleriyle barışçıl ya da kibar bir şekilde konuşamıyorlardı. Belki de onu satmanın sorunlarını çözeceğini düşünmüşlerdi. Ama kardeşlerinden kurtulmak günah sorunlarını çözmemişti.

Yusuf genç bir yaşta ailesinden koparılmıştı. Oradan da köleliğe zorlanmıştı. Bundan sonra doğruluk ve ahlaksal paklığa sadakat konusunda çok büyük bir test yaşamış ve günaha teslim olmamıştı. Bunun ödülü de hapse atılmak olmuştu.

Hapisteyken dışarıdakiler tarafından unutulmuş gibiydi. Ağabeylerinin kendisine zalimce kötü davranışlarını düşünmek için bol bol zamanı olmuştu. Hapisten çıkınca onlardan nasıl öç alacağı konusunda planlar yapmak için de bol bol zamanı vardı. Ancak Yusuf bunların hiçbirini seçmedi; bambaşka bir yol seçti. Ağabeylerinin kendisini atmış oldukları kuyudan Mısır tahtında kraldan sonraki ikinci adam olmaya geçti.

Bundan sonra ağabeyleri gelip onun önünde eğildiler. Yusuf onlardan iyice öç alma gücü ve fırsatına sahipti. Yusuf ’un ağabeyleri babaları ölünce onun öç alacağından endişe ettikleri için yalvararak bağışlanmayı dilediler. Yusuf merhamet, şefkat ve bağışlamayla karşılık verdi. Yirmi yıl önce kendisiyle şefkatli bir şekilde konuşamayan ağabeylerinden farklı olarak bağışlama, Yusuf ’u şefkatli konuşmak için güçlendirdi.

Benim de bu tür bir bağışlamayı uygulamam gerekiyor. Bunun için şefkatli sözler yetmez. Bunun için Kutsal Ruh’un yüreğimdeki işi gereklidir. Tanrı’ya içimde bir pişmanlık işi gerçekleştirmesi için izin verdiğimde ağzımdan gerçek şefkat ve bağışlama sözleri çıkabilir.

Bağışlama anıları öç anılarından çok daha mutlu anılar olacaktır.