Resim: Scott Graham
Kutsal Kitap’tan Okunacak Bölüm: Nehemya 3:17–22; 4:1–6
Her ne yaparsanız, insanlar için değil, Rab için yapar gibi candan yapın. —Koloseliler 3:23
İşinizi seviyor musunuz? Bu soruyu kime sorduğunuza dikkatli etmeniz gerekir. Bazıları bu soruyu duyunca uzun bir şikâyet listesi sunar. İş yerinde yeteri kadar takdir edilmediklerini veya aldıkları para ve yardımların az olduğunu düşünürler. İşverenleri onları kullanmaktadır. Bir ev kadını için, temizlik, çamaşır, bulaşık, yemek tekrar tekrar yapılması gereken işlerdir. Çalışmaya bir bereket olarak da, bir lanet olarak bakmak da olasıdır. Ancak kendimizin ve başkalarının ihtiyaçlarını sağlamak için çalışmamız Tanrı’nın planının bir parçasıdır.
Yaptığımız işin Rab için yapılıyor gibi yapılması gerektiğini kabul ettiğimizde, tutumumuz epey düzelir. Evet, işvereniniz sizi kullanıyor ve bir ev hanımı olarak her gün yaptığınız işlerden ötürü size düzenli olarak teşekkür edilmiyor olabilir. Ama siz Rab için elinizden gelenin en iyisini yaptıysanız içinizde bir tatmin hissine sahip olabilirsiniz. Kimin için çalışıyorsunuz?
Nehemya 3. bölümde, kent surlarının yeniden onarımında çalışanların isimleri kaydedilmiştir. 5. ayet, çalışmayan asillerden söz eder. Günümüzde de çalışmayı hâlâ reddeden insanlar vardır. 20. ayet dikkatimi çekti. Baruk, surları sadece onarmakla kalmamış, onları büyük bir gayretle onarmıştır. Görevinden kat kat daha fazlasını yaparak surların büyük bir kısmını büyük bir gayretle onarmıştır. Surların elli iki günde onarılmasının nedeni herkesin canla başla çalışmasıydı. Tanrı’nın yapmalarını istediği şeyi yapıyorlardı. Bu anlamda, Nehemya için değil, Rab için çalışıyorlardı.
“Çalışmak için eline ne geçerse, var gücünle çalış.” Tanrı bizim çalışmamızı planlamıştır. Kendisi için çalışmamızı ister. İşimize sadece işvereni ya da müşteriyi değil, Rab’bi memnun etmek için gideriz. Ben kimin için çalışıyorum?
Fazlasıyla çok sayıda insan, bir işe girince yapacak bir şey aramayı bırakır.