Kimini ateşten çekip kurtarın.

—Yahuda 1:23

Bir keresinde bir vaizin, “Mesih olmayınca cehennem ve lanet” konulu bir vaaz vermekte olduğu bir sokak toplantısına katılmıştım. Gelen trafiğe karşı duruyordu. Trafik meydanda aktıkça geçen arabalardakilerin hepsi vaazının bir kısmını duyacaktı. Bir gencin arkadaşına, “Ben cehenneme gidiyorum ve bu durumdan çok hoşlanıyorum. . . .” dediğini duyana dek bu kardeşin orada gerçekten bir faydası dokunup dokunmadığını merak etmiştim. Ancak bu sözleri duyunca kulaklarıma inanamadım! Bu kişi ciddi olabilir miydi? Yoksa suçluluk hissini gizlemeye mi çalışıyordu?

Belki bu genç kayıp olduğuna aldırmıyordu ama Tanrı’ya şükürler olsun ki, orada aldıran bir adam vardı. Bu adam orada vaaz veriyordu ve diğerleri uzun bir vaaz duymadıkları halde kayıp olduklarını hatırlamaya yetecek kadarını duymuşlardı. Bize düşen de budur. Belki onlar aldırmıyor ama biz aldırıyor muyuz? Rab’den bir söz paylaştığınızda neler olacağını hiç bilemezsiniz. Cehenneme gideceğinden ötürü çok memnun olduğunu söyleyen adam belki hiçbir zaman Mesih’e iman etmez ama onun kanı artık bu vaizden sorulmaz. Birçoğumuz aldırdığımızı söyler ve ilgileniyormuş gibi yaparız ama onları uyarmak, onlara yalvarmak ya da onlar için dua etmekle ilgili çok az şey yaparız.

Zorluk çekmekte olan insanlara teselli edici ya da cesaret verici sözler söyleyelim ve başkalarına onlarla ilgilendiğimizi göstererek şefkatimiz aracılığıyla Rab’bi bulmalarına yardım edelim.

Dünyada Mesih’i tanımayan çok sayıda insan var, bu olgunlaşmış tarladan elimiz boş çıkmayalım!