Resim: Şeria Nehri
Tanrı halkı, Şeria Irmağı’ndan mucizevi bir şekilde kuru toprak üzerindenmiş gibi geçirildiği o önemli günde İsrail ordugâhında olmak heyecanlı olmalıydı (Bkz. Yeşu 3:15-17). Öyle gözüküyor ki, Tanrı insanlığın unutkanlığını bilerek, Yeşu’ya hemen ırmağın ortasına dönüp oradan bir anıt için yığılacak on iki taş almalarını buyurmuştu (Bkz. Yeşu 4:4-11). Tanrı’nın talimatları, büyük bir olasılıkla daha sonraki yıllarda merakları aracılığıyla Tanrı’nın doğaüstü yol gösterim planını keşfetmeleri üzere çocuklar göz önünde bulundurularak verilmişti.
Ne yazık ki, yaşlı nesil çoğu kez, ruhsal değer ve gerçekleri genç nesle doğru bir şekilde aktarmaz. Böyle olması sadece unutkanlıktan daha kötüdür. Tanrı’nın gerçekleri bir sonraki nesle aktarılmazsa, bu neslin Tanrı yolundan uzak bir toplumun birer parçası olacağının bilincine varmak çok üzücüdür.
İblis, kurtuluş deneyimimiz konusunda bir kuşku oluşturduğunda ya da bize belki de bir yeniklik hissi verdiğinde, aldatıcıya cesaret ve güvenle Tanrı Sözü’nü işaret edip “Anıtım işte burada ve burada duruyor” diyebiliriz.
Biz kendimiz, İsrail ulusunun yaşadığı dramatik yol gösterimin elle tutulur kanıtlarına sahip olamayacağımız halde, bize Tanrı’yla antlaşmamızı sessizce hatırlatan Kutsal Ruh’un bereketine sahibiz.
Bugün başkalarına sonsuz, sevgi dolu Tanrı’yı ve O’nun anıtı olan kiliseyi hatırlatmaya razı mısınız?
İnsanın sergileyebileceği en büyük anıt, Tanrı’ya tamamen teslim olup boyun eğmiş bir yaşamın kanıtıdır.