Resim: Alvaro Reyes
Kutsal Kitap’tan Okunacak Bölüm: Luka 9:57–62
İsa kendisine iman etmiş olan Yahudiler’e, “Eğer benim sözüme bağlı kalırsanız, gerçekten öğrencilerim olursunuz. Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak” dedi. —Yuhanna 8:31–32
Bir şey almayı düşündüğümüzde her zaman fiyatını düşünürüz. Bu parayı vermeye değer mi, yoksa fiyatı çok mu yüksek diye düşünürüz. İsa’nın öğrencilerinden biri olmanın da bir bedeli vardır. Bugünkü ayetlerimizde İsa buna bazı örnekler vermiştir. İsa, Yuhanna 8:31, 32’de gerçek öğrencileri, 1) Kendisine iman edenler, 2) Sözü’ne bağlı kalanlar, 3) gerçek aracılığıyla günahtan özgür kılınacak olanlar olarak tanımlar.
Bu epey basitmiş gibi gelir ama acaba bunu fazla basit mi yapmaya çalışıyoruz diye merak ederim. Öğrenci [ya da havari] sözcüğünün tanımlarından biri, “bir başkasının doktrinini kabul edip onu yayarak yardımcı olan”dır. Kendimize, “Ben Mesih’i başkalarıyla paylaşmak için ne yapıyorum? İsa’nın tüm öğretilerini kendim gerçekten kabul ettim mi?” sorularını sormalıyız.
Luka’daki ayette, öğrencilerle ilgili üç örnek görüyoruz. İki öğrencinin önce kişisel işlerini halletmek için evlerine gitmeleri gerekmişti. Bence İsa, ailelerine bağlılıklarının Kendisine bağlılıklarından daha büyük olduğunu gördüğü için onlara bu şekilde bir cevap vermişti. Luka 9:57’deki örnekte, öğrencinin tanıklığının, “Nereye gidersen, senin ardından geleceğim” olduğunu görüyoruz. Bu harika bir tanıklık! Ama acaba kendisi adanmışlığının derecesinin farkında mıydı? Bu adam acaba İnsanoğlu’nun başını koyacak yeri olmadığını biliyor muydu? Mesih’in çok kısa bir süre içinde çarmıha gerileceğinin farkında mıydı?
İsa’yı izlemek, bunun için ödediğimiz bedele değer mi? Kesinlikle değer!
Hayatın daha az önemli konularına Tanrı’nın işinden daha büyük öncelik veren kişi, Tanrı’nın pek işine yaramaz.
