Resim: Bhupendra Singh

Nereye gidebilirim senin Ruhun’dan, nereye kaçabilirim huzurundan? Göklere çıksam, oradasın; ölüler diyarına yatak sersem, yine oradasın. Seherin kanatlarını alıp uçsam, denizin ötesine konsam, orada bile elin yol gösterir bana; sağ elin tutar beni..— Mezmur 139:7–10

Son üç gün içerisinde bakmanızı ve üzerinde düşünmenizi istediğim şeylerin kolay olmadığını biliyorum. Bugün de zor olacak. Üzerinde duracağımız soru sizin aklınıza zaten öncesinde gelmiş olabilir: Tanrı neredeydi?

Ya da şöyle sorabiliriz: “Tanrı bunu yapmama neden izin verdi? Neden beni durdurmadı?”

Ya da belki şöyle merak ederiz: “Tanrı neden başıma gelenleri durdurmadı? Nasıl öylece durup seyredebildi?”

Bu tür sorulardan kaçınmak bize daha kolay gelir. Tanrı’yı geçmişte olan şeylerden çıkartırsak, kendimizi daha fazla acıdan koruyabileceğimizi düşünürüz. Ancak Tanrı’dan kaçmak mümkün değildir. Bugünkü metinde mezmur yazarının üzerinde düşündüğü şey budur. Nerede olursak olalım, Tanrı oradadır. O’nun varlığı daimi bir gerçekliktir. Tanrı her şeyi bilir, her şeyi görür ve her şey üzerinde mutlak hakimiyet sahibidir. Ve Tanrı geçmişinizde yaşadığınız şeylerin seyrine engel olmamıştır.

Tanrı neden geçmişinizdeki belirli olaylara izin vermiştir? Bu soru anlaşılabilir bir soru ve ne yazık ki buna cevap veremem. Tanrı’nın bize açıklamadığı sırlar vardır (bkz. Yasa’nın Tekrarı 29:29). “Tanrı neden … ?” sorularına verecek kesin cevaplarımız yoktur ama bu soruları yine de Tanrı’ya getirebiliriz.

Yine de, kesinlikle bildiğimiz şeyler vardır. Bugünkü metin, yüreğinizi yaslayabileceğiniz iki güvence veriyor.

Birincisi, Tanrı’nın eli size yön verecektir. Bugün yaşamınızda nerede olursanız olun, günahla, acılarla, kederle ya da kafa karışıklığıyla mücadele etseniz dahi, Tanrı kendisini size sunuyor ve “Buradan birlikte ilerleyelim” diyor. Sizi iyi olan yerlere yönlendiriyor. Bu O’ndan gelen bir başka davettir. Adeta şöyle diyor: “Evet, ben oradaydım. Olanları gördüm. Ama bana güvenemezmiş gibi hissetsen de güvenebilirsin. Şimdi benimle gelir misin? Seni bugün umut verici yerlere götürebilir miyim?”

İkinci olarak, Tanrı’nın sağ eli sizi tutacaktır. O’ndan kaçamazsınız ve O da sizden kaçmak istemiyor. O sizin yüreğinizi istiyor. Yaşamınızı kendi yaşamıyla kuşatıyor. Sizi tutuyor ve sizi koruyor. Adeta şöyle diyor: “Evet, oradaydım ve neler olduğunu biliyorum. Ama senin yaşamın benim ellerimde ve seni bırakmayacağım. Seni tuttuğum için istirahat eder misin?”

Evet, Tanrı acı verici şeylerin olmasına izin verdi. Ama aynı zamanda, size karşı derin bir şefkat duyuyor. Her iki cümle de doğrudur. Her ikisine de yüreğinizde yer açın. Rab’den gelecek daha fazla teselliye yer açın. İlerliyoruz ve iyi bir yere gidiyoruz.


139. Mezmur’un, bugünkü metinden önce gelen ilk altı ayetini okuyun. Tanrı’nın sizi nasıl yakından tanıdığına ve mezmur yazarının bundan duyduğu memnuniyete dikkat edin.