Pavlus Atina’ya vardığında, kenti putlarla dolu görünce yüreğinde derin bir acı duydu. Bu nedenle, gerek havrada Yahudiler’le ve Tanrı’ya tapan yabancılarla, gerek her gün çarşı meydanında karşılaştığı kişilerle tartışıp durdu. Atinalılar iyi bir tartışmayı severlerdi. Pavlus Atina’da Epikürcü1 ve Stoacı2 bazı filozoflarla karşılaştı. O zamanki felsefi okullardan Pavlus’a en yakın olanı Stoacılar’dı. Zaten ünlü Stoacılar’dan bazıları Tarsuslu’ydu. Pavlus daha çocuk iken Stoacı öğretilerle karşılaşmış olabilir. Pavlus’un öğretisinde Stoacılığı destekleyen öğeler de vardı. Fakat Stoacılar ve Pavlus arasında oldukça önemli farklar bulunmaktaydı. Stoacılar dünya ve insanlarla ilgileniyorlardı. Oysa Pavlus’un müjdelediği Hristiyanlık bambaşkaydı. Onun temeli İsa Mesih’in tarihsel yaşamı, ölümü ve dirilişiydi. Stoacılar’ın tanrısı somut değildi. Bazen akla aitti, bazen de dünyaya bağlıydı. Stoacılar, “Tanrı’yı bilmiyoruz, ancak bir tanrının var olduğunu biliyoruz” diyorlardı. Pavlus’un Tanrısı ise Mesih’te açıklanan kişisel varlıktı. Stoacılar’a göre kurtuluş kendimizde bulunur. Yaşamın hedefi kişisel ve evrensel doğayla anlaşmaktır. Doğaya göre yaşamak bereketliydi. Pavlus’a göre ise kurtuluş İsa Mesih’e boyun eğmekle kazanılabilirdi. Kısacası Stoacılık ümitsizliğin diniydi.
Pavlus Atina’da Epikürcü ve Stoacı filozoflarla atışınca, onlar da onu alıp Ares Tepesi Kurulu’na3 götürdüler4.
- Epikürcü; Grek filozofu Epikür’ün (İ.Ö. 341 – 270) felsefesini, öğretisini benimseyen kişi. Bu öğretiye göre ruh, beden gibi ölümlüdür. Yeryüzündeki yaşamdan başka yaşam yoktur. Kişiler mutluluğu ruh dinginliğinde aramalıdır.
- Stoacı; Kişinin, mutluluğu ancak tüm acılar ve zevklerden kaçınmakla bulabileceğini savunan Grek filozofu Zenon’un (İ.Ö. 335 – 263) öğretilerini benimseyen kişi.
- Ares Tepesi Kurulu: Ares, eski Yunanlılar’ın savaş tanrısıdır. Akropolün kuzeybatısına giden tepede toplanan kurul bu adla tanınırdı.
- Kutsal Kitap, Elçilerin İşleri 17:16-31