Grekler tarafından ele geçirilen İzmir, Lidya kralı Alyattes tarafından yerle bir edildi. İki yüz yıl yıkık durumda kaldı. Sonra Büyük İskender tarafından yeniden kuruldu. Oldukça önemli bir ticaret kentiydi. Bu kentte birkaç havra vardı. Putperestler çoğunluktaydı. Putperestler Hristiyanlar’ı suçlarlardı, çünkü Hristiyanlar elle tutulmayan, görünmeyen her şeye egemen bir Tanrı’ya taparlardı. Hristiyanlar Sezar’ı tanrı kabul etmedikleri için, yönetime sadakatsizlikle de suçlanırdı.
Eski bir yerleşim merkezi olan İzmir’den günümüze gelebilen kalıntılar çok azdır. Antik ve Roma dönemine tarihlenen bu kalıntılar yeni yapılanmalardan ötürü ortadan kalkmıştır. Sadece Angora ya da pazar yeri diye bilinen yerde sütunlar kalmıştır. İzmir kilisesinin kurucularının kimin olduğu kesin bilinmiyor. Ancak İncil’in ulaşması Efes’ten olduğu sanılıyor. Vahiy’de adı geçen yedi kiliseden ikincisinin adı İzmir diye geçiyor. İzmir kilisesinin ilk üyelerinden birisinin Polikarp olduğu kesindir. Polikarp Efes’te yaşayan Yuhanna ile tanışıyor. Yuhanna’nın önemli öğrencilerinden biri oluyor. İ.S. 65 yıllarında doğan kilise babalarından Polikarp İ.S. 115-156 yıllarında İzmir kilisesinin önderi oluyor.1
Pavlus tarafından Filipi’de kurulan kilise, Polikarp’ı onları teşvik etsin diye davet eder. Filipi’deki kiliseyi ziyaret ettikten sonra onlara bir mektup yazar. Polikarp Filipililer’e yazdığı mektupta şöyle teşvik eder: “Para sevgisi bütün sıkıntıların temelidir. Dünyaya bir şey getirmedik, ondan bir şey götüremeyiz. Kendimizi doğrulukla donatalım.”2 Yazılan bu mektubun bir kopyasının Antakya kilisesinin önderi İgnatius’a da gönderilmesini istedi. İgnatius’da Polikarp’a mektup yazdı. İkinci yüzyılın ilk başlarında yazılan bu mektuplar, o döneme tanıklık bakımından somut belgelerdir. Bu belgeler elimizde vardır.3
Yahudi nüfusunun çok olması, İzmirliler’in üzerinde büyük etki yapmıştır. Bu olay, Pagan inancını taşıyan Romalılar’ı Yahudiler’e yaklaştırdı. Hristiyanlar’a karşı her iki toplum bir birlik oluşturmuştu. Bu nedenle İzmir kilisesi büyük sıkıntılardan geçiyordu.
Havralarda ibadetlerini sürdüren Yahudiler için Hristiyan inancı büyük bir tehdit oluşturuyordu. Yeni bir inanç tanıtılıyor, yeni bir değişim gerçekleşiyor, Yahudi din adamları bu yeni değişiklik yüzünden rahatsızlık duyuyordu. Sürekli tepki gösteriyordu. İzmir kilisesi, Yahudiler’in baskıları ile karşı karşıya kalmış bir kilisedir. Rab’bin Yuhanna aracılığıyla verilen bildirisi şudur: “Ölüm pahasına da olsa sadık kal, sana yaşam tacını vereceğim.”4 İzmir’de İsa’dan sonra 156 yılında düzenlenen bir şenlikte öldürülmek üzere Filedelfiya’dan (Alaşehir) 11 Hristiyan stadyuma getirilmiştir. O sırada yaşlı Polikarp olup bitenleri görmek için kentin eteklerindeki bir çiftlikte kalıyor. Askerlerce yakalanan Polikarp, Vali Statius Quadratus’a getiriliyor.5 Vali inancını inkâr etsin diye Polikarp’ı zorluyor. Ama Polikarp inancından ödün vermiyor. Valiye şöyle diyor: “Seksen altı yıldır O’na hizmet ediyorum. Beni hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Öyleyse beni kurtaran Rab Kralımı nasıl inkâr edeceğim?”6 Bunu duyan halk “Onu aslanlara atın” diye bağırdı. Vali Statius Quadratus şenliğin bittiğini ilan etmiş, ancak kalabalık Polikarp’ın öldürülmemesine karşı çıkmış, neredeyse bir ayaklanmanın çıkmasına ramak kalmıştır. Bunun üzerine İzmir kilisesinin yaşlı önderi Polikarp bir sırığa bağlanarak yakılmıştır. İzmir kilisesinin şehitlerinden olan Polikarp’ın mezarı İzmir’in Kadifekale semtinde bulunmaktadır. Sonraki yıllarda onun anısına aynı yerde Polikarp Kilisesi yapılmıştır.
Rab’bin Yuhanna aracılığıyla İzmir kilisesinin önderine gönderdiği bildiri şudur: “İzmir’deki kilisenin meleğine yaz. Ölmüş ve yaşama dönmüş, ilk ve son olan şöyle diyor: ‘Sıkıntılarını, yoksulluğunu biliyorum. Oysa zenginsin! Yahudi olduklarını söyleyen, ama Yahudi değil de Şeytan’ın havrası durumunda olanların iftiralarını biliyorum. Çekmek üzere olduğun sıkıntılardan korkma! Bak, denenesiniz diye İblis içinizden bazılarını yakında zindana atacak. On gün sıkıntı çekeceksiniz. Ölüm pahasına da olsa sadık kal, sana yaşam tacını vereceğim. Kulağı olan, Ruh’un kiliselere ne dediğini işitsin. Galip gelen, ikinci ölümden hiçbir zarar görmeyecek.’”7
- Anna Edmonds, Biblical Sites in Turkey, İstanbul, 1977, s.124-125; Hristiyanlık Tarihi, YYY, 2004, s.95
- J.B. Lightfoot, The Apostolic Fathers, s.96.
- Anna Edmonds, Biblical Sites in Turkey, İstanbul, 1977, s.125-127.
- Kutsal Kitap, Vahiy 2:10
- Evenet C. Blake & Anna Edmonds, Biblical Sites in Turkey, s.157.
- Lightfoot; The Apostolik Fathers, s.112.
- Kutsal Kitap, Vahiy 2:8-11.