Resim: rattanakun

Kutsal Kitap’tan Okunacak Bölüm: Yeşaya 42:1–9

Ruh ve Gelin, “Gel!” diyorlar. İşiten, “Gel!” desin. Susayan gelsin. Dileyen, yaşam suyundan karşılıksız alsın.Vahiy 22:17

Sert beton. Çelik kapılar çarpılarak kapanıyor. Yüksek sesle kaba gülüşmeler duyuluyor. Öfkeli sözler. Küfürler. Ağlamalar. Burası hapishaneydi ve ben buradaydım. İki buçuk yıl boyunca en dibe çökmüş insanlara hizmet etmeye çalışarak buradaydım. Umutsuzluk ve çaresizlik çok gerçekti ancak beni neredeyse delirten şey gürültüydü.

Bunu yüzüme değen hafif esintiyle kıyaslayayım. Ağaçların üst taraflarında kuşlar neşeyle şakıyor. İspinozlar kendi melodilerini ve renklerini ekliyor ve oyunbaz bir şekilde oraya buraya sıçrıyor. Sığırlar hallerinden memnun bir şekilde otluyor. Güvercinler mutlu bir şekilde ötüşüyor ve horoz da sevinçle ötüyor. İşte burası benim evim ve ben evimi çok seviyorum!

Etrafımızdaki insanların birçoğu çaresizlik hapishanesinde. Bir kurtuluş umudu olmadan karanlıkta yaşıyorlar. Salıverilmeleri mümkün ama kendi kalplerinin boşluğunda yaşıyorlar. Şimdi bile Tanrı ışığın anahtarını onlara uzatıyor ve onları huzura, dinlenmeye çağırıyor (Matta 11:28–29). Ben günah içinde kıstırılmış bir insan gördüğümde hapishanenin sesini neredeyse duyabiliyorum çünkü bu kişi gerçekten de hapishanede. Günah işlediği için hapishanede zamanını dolduruyor.

Bugün de, dünyaya çıktığımızda günahın gürültüsünün insanları yüksek sesle çağırdığını biliyorum. Günahın pis kokusunun gerçek olacağını ve beni boğmaya çalışacağının farkındayım. Ayrıca gürültünün ortasında sessizlik olduğunu da biliyorum, çünkü Tanrı’yı dinlediğimde, kalbime güzel şeyler fısıldıyor. Tanrı konuştuktan sonra, ben O’na olan sevgimi fısıldadığımda O da beni dinleyecektir (Mezmur 16).


Günahın zincirleri, onları kıramayacağınız kadar kuvvetlenene dek, hissedilmeyecek kadar hafiftir.