fbpx

…Peygamberlerin sözleri bizim için daha da büyük kesinlik kazanmıştır…  —2.Petrus 1:16-19

Ölüm Petrus’un önünde dururken o, mektubunun okuyucularına, kesin gerçekleri bir kez daha hatırlatabildiği için mutlu olduğunu söylüyor. Kendisi gittikten sonra daha yakın ilgi gösterebilmeleri için İncil’in temel gerçekleri hakkında düşünmelerine yardımcı olmayı görevi olarak görüyor. Bu gerçekleri açıklarken anlattıklarının, sadece peri masalı olmayıp Mesih’in görkemini gören bir şahidin raporu olduğunu okuyucularına hatırlatmak Petrus için önemliydi. Rab İsa’nın dağda şekil değiştirip yücelikteki görkemini gördüğünü hatırlatıyor. Petrus ayrıca Esinleme şeklinde kendisiyle doğrudan konuşan Tanrı’nın Sesi’ni duydu.

Tanrı’nın Sesi’ni Esinleme şeklinde doğrudan duymuş olmasına rağmen Petrus, “daha kesin” veya “daha emin” bir sözün olduğunu söylemektedir. Söz nasıl “daha emin” olabilir? Petrus’un dağda duyduğu sesin yanlış olması mümkün olabilir mi? Tabii ki değil. Konuşan Tanrı’nın Kendisi’ydi. O zaman söz nasıl daha emin olabilir? Petrus okuyucularının daha emin olan sözü daha fazla önemsemesini ya da yakın ilgi göstermesini istiyor. Bu kelimeyi “Kutsal Yazılar Peygamberliği” olarak tanımlayarak devam ediyor ve Kutsal Yazılar’ın nasıl yazıldığı konusundan bahsediyor. Yani, yazılı söz ile İsa’nın görkemine tanıklık etmiş olanların sözlü tanıklıklarını karşılaştırıyor. Petrus elçilerin tecrübeleriyle elçilerin yazdıklarını karşılaştırıyor. Elçilerin tecrübeleri belki gerçekten çok doğrudur ama bu deneyimlere bizim önem vermemiz bizim için gereken konu değildi. Petrus, dikkat etmemiz gereken şeyin Tanrı Sözü’nün olduğunu bize anlatıyor.

Yazılı olan Tanrı Sözü elçilerin tecrübelerinden nasıl daha emin olur? “Daha emin”dir; çünkü Tanrı tarafından esinlenmiştir. Elçilerin tecrübelerini öğrenmemizin tek yolu Tanrı Sözü’dür. Sırf bu gerçek bize hangisinin daha emin olduğunu anlatabilir. Üstelik, elçilerin tecrübelerinin yanılmaz olduğunu gösteren hiçbir güvence yoktur. İncil’de elçilerin Mesih’i ne kadar az anladıklarını gösteren bir çok olay okuyoruz. Eğer onların tecrübesinden başka bir şeyimiz olmasaydı onların bildikleri kadar az bilecektik! Dahası, Rab İsa, Kutsal Ruh geldikten sonra Kendisi hakkında daha çok şey öğreneceklerine dair söz verdi. Söz edilen bu şeyleri, Tanrı Sözü’nün bir parçası olan mektuplarına yazmaları için esinlendiler.

Bazı ülkelerdeki insanlar elektriklerin birdenbire kesilmesine alışmışlardır. Bu yüzden karanlıkta hiçbir yere çarpmadan mumları sakladıkları yere gidebilirler. Tekrarlarla doğrudan ışığın bulunduğu yere gitmeye kendilerini eğitmişlerdir. Bizde Kutsal Kitap’a doğrudan gidebilir miyiz? Karanlık bir dünyada yaşıyoruz. Birçokları deneyimlerine ve öğretişlerine inanmamız için bizi çağırmaktadır. Olağan olmayan tecrübeler ve “yeni” gerçekler bize anlatıldığında tepkimiz nasıl oluyor? Dediklerinin doğru olup olmadığını anlamak için doğrudan ışığa gidebilir miyiz? Bu konuda kendimizi eğitmemiz için Tanrı yardımcımız olsun.

Bizim çok daha emin bir sözümüz vardır.