Resim: Jared Sluyter

Ya RAB,… Biz kiliz, sen çömlekçisin.

Yeşaya 64:8

Orada durup çömlekçinin bir parça kille çalışmasını seyrederken bununla ilgili ayet benim için daha gerçek bir hal aldı. Çömlekçi bir parça kil alıp tornanın üzerine koydu ve onu biçimlendirmeye başladı. Kil yavaş yavaş bir kap şeklini alana dek onun üzerinde çalıştı. Kap hazır olmadan önce onu kurumaya bıraktı. Ertesi gün hazır olacaktı.

Kuruduktan sonra onu yüksek ısılı özel bir fırına koydu ve ısıyı yavaş yavaş yaklaşık 1,260°C’ye çıkarttı. Pişmesi bitince üzerine sır sürüldü ve yeniden ateşe konuldu ve sonunda güzel bir vazo haline geldi. Yüksek ısılı fırına girmeseydi işe yarayan bir vazo olamazdı.

Çömlekçi Tanrı’dır. Bizim, istediği şekilde biçimlendirebileceği kil gibi olmamızı ister. Günah bizi deforme etmiştir ama Tanrı bizleri Kendi yüceliği için yeniden biçimlendirmek ister. Sıkıntılar ve ayartılmaların ateşlerinden geçtiğimizde bunlar bizi kuvvetlendirir ve Efendi’nin kullanımına hazır kılar. Kil şikâyet etse ya da fırına girmeyi reddetseydi çömlekçi ne düşünürdü?

Çömlekçi bana, kapların üzerinde çok fazla boya (şekil vs.) olmasından hoşlanmadığını çünkü bunların dikkati Kendisinden çok kaba çektiğini söyledi. Aynı şekilde Tanrı da, dikkati yaşamlarımızın çömlekçisi olan Kendisine çekebilmemiz için bizim yumuşak başlı, alçakgönüllü, mütevazı ve kutsal olmamızı ister.

Tanrı’dan çaldığımızda kendimize de kazık atmış oluruz.