Resim: Yeshi Kangrang
Kutsal Kitap’tan Okunacak Bölüm: Yuhanna 3:16–21
Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu’nu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. —Yuhanna 3:16
Ben, İsa Mesih’in bir izleyicisi olmanın getirdiği bol yaşamdan ötürü minnettarım. Bu, inanlı hayatının her zaman kolay olduğu anlamına gelmez ama çok büyük bir anlam ve amacı vardır. Mesih İsa’da, yaşamın tek gerçek nedenini buluruz ve O’na hizmet etmek için çağrılmışızdır. O’nu sevmek yüreklerimize, diğer insanları sevmek, Tanrı’nın Egemenliği’ni yaymak ve etrafımızdaki kişileri Mesih’in öğrencileri olarak yetiştirmek arzusunu koyar (Matta 28:19–20).
Son zamanlarda inanlı olmayan kişilerle hiç konuştunuz mu? Bu kişiler genelde biz inanlıların Tanrı hakkında ne düşündüğümüzü bilmek isterler. Konuşmamız filozoflar ve diğerlerinin Tanrı hakkında neler düşündüklerini incelemeye başlarsa bunun pek bir yararı olmaz. Bu yaklaşım yanlış bir odağa sahiptir çünkü yanlış noktada başlar. Tanrı’nın görüş noktasına odaklanalım. Tanrı bizim hakkımızda ne düşünüyor? Tanrı bana baktığında ne görüyor? Bunun yanıtı Yuhanna 3:16’da bulunmaktadır.
Bugünkü okuma parçamızda İsa’nın sözleri bize yepyeni bir bakış açısı sunmakta. Tanrı bize baktığında, günahlarımızdan hoşlanmadığı halde yine de sevgiyle bakmaktadır. Yarattığı insanların buna layık olmamasına karşın onlara merhamet ve sevgiyle bakar ve en değerli armağanı olan Oğlu’nu, inanılmaz bir acı ve ıstırap bahasına vererek merhametiyle bir kurtuluş yolu oluşturmuştur.
Tanrı’nın bütün dünya için olan harika (agape) sevgisi ve Oğlu’nu bizim için göndermeye razı olmasından ötürü O’na yeniden şükürler sunalım. Tanrı’nın lütfu gerçekten de hayret vericidir.
İnsanlar Tanrı’nın sevgisini anlama kapasitesine sahip değildir.