Bayramın son ve en önemli günü İsa ayağa kalktı, yüksek sesle şöyle dedi: “Bir kimse susamışsa bana gelsin, içsin.” —Yuhanna 7:37
Yukarıdaki başlık benim için iki anlama geliyor. Bu ilk olarak, şu anda elinizde olan, okuduğunuz kitabın ismidir. Bu kitap bizi Tanrı Sözü’nü okuyup onun üzerinde derin düşünmeye motive etmek için hazırlanmıştır.
Davut bu sözleri yazdığında koyunların ne kadar büyük bir ihtiyacı olduğunu ve onları doyuracak otlaklara ve su kenarlarına götürmesi için çobanlarına ne kadar bağımlı olduğunun bilincine varmıştı.
İkinci olarak, bu başlık bana kendimin de her gün “sakin suların kıyısında olma” deneyimi konusundaki kişisel ihtiyacımı hatırlatıyor. Böyle bir deneyim, her zaman için hayatın koşuşturması ve baskılarından uzakta yaşanabilir. Bu benim kişisel büyüme ve olgunluk için ruhsal yiyeceğe ihtiyacım olduğu bir zamandır. Gündelik hayatı yaşamak için bana gereken kuvveti bulduğum yerdir.
Tanrı Sözü bize bunu sağlar. Su, harareti bastırır. Ferahlatıcı, serinletici, temizleyici ve susuzluğumuzu giderici özelliği vardır.
“Sakin” sular da sessizlik ve huzur düşüncesini taşır. Dünyayı dışarıda bırakıp Tanrı’yla zaman geçirebildiğimiz bir yer buluruz.
Ruhsal bakımdan sağlıklı ve kuvvetli kalabilmek için günlük hayatlarımızda bu öğelerin hepsine ihtiyacımız vardır.
Ancak buna sadece özdisiplinle sahip olabiliriz. Disiplin, bu kitapta belirlenmiş Kutsal Kitap parçalarını okumamızı, derin düşünceye dalmamızı ve kişisel gelişim için daha da çok okumamızı sağlayacaktır.
Büyümek için okuyun, anlayış kazanmak için derin düşünün ve aklınızda kalması için ezberleyin.