Resim: Saulo Mohana
Böylece insanlar bizi Mesih’in hizmetkârları ve Tanrı’nın sırlarının kâhyaları saysın. Kâhyada aranan başlıca nitelik güvenilir olmasıdır. Sizin tarafınızdan ya da olağan bir mahkeme tarafından yargılanırsam hiç aldırmam. Kendi kendimi de yargılamıyorum… Beni yargılayan Rab’dir. —1.Korintliler 4:1–4
Birisiyle ilk kez tanıştığınızda, sorulan ilk sorulardan biri nedir? “Siz ne iş yaparsınız?”
İnsanlara mesleklerini sormanın yanlış bir yönü yoktur ama bu durum, onların değerini yaptıkları işe ya da oynadıkları role göre belirleme eğilimini yansıtır. Birilerinin doktor, tesisatçı, kütüphaneci, pastör, ev kadını, mühendis ya da işsiz olduğunu öğreniriz. Sonra onları, kültürün şu anki ekonomik gidişine göre uygun bir kategoriye yerleştiririz.
Pavlus’un 1. Korintliler’de değindiği sorunlardan biri kilisede bölünmeydi. Korintli imanlılara şöhret kültürü bulaşmıştı. Bazıları “Ben Pavlusçuyum”, bazıları “Ben Apollosçuyum” diyordu. Rollerine dayalı olarak farklı önderlere farklı değerler biçmişler ve kiliseyi bölmüşlerdi (bkz. 1.Korintliler 3:3-4). Ancak bizim takip ettiğimiz Mesih bölünmemiştir (bkz. 1.Korintliler 1:13)! Pavlus sadece Tanrı’nın takdire layık olduğunu, çünkü büyümeyi O’nun sağladığını hatırlattıktan sonra (1.Korintliler 3:7), onlara kendisini ve diğer öğretmenleri nasıl görmeleri gerektiğini öğretiyor: Mesih’in hizmetkârları ve kahyaları olarak görmek. Hizmetkârlar efendilerinin gündemine hizmet ederler; kahyalarsa başkalarına ait olan şeyleri idare ederler.
Bizler Pavlus gibi elçiler olmayabiliriz ama burada onu örnek almamız iyi olur. Siz işinizden çok daha fazlasısınız. Esasen değerimiz oynadığımız role değil, Tanrı’nın benzerliğinde yaratılmış olmamıza dayalıdır (bkz. Yaratılış 1:26-27). Bu benzerliği taşıyan kişiler olarak hangi rolde olursak olalım, Tanrı’nın karakterini (Tanrı’nın yardımıyla) yansıtma yetisine sahibiz. Bu anlamda benim avukat, garson ya da danışman olmamdan ziyade, esasen hukuku nasıl uyguladığım, müşterilere nasıl hizmet ettiğim ve müşterilerimle nasıl ilgilendiğim önemlidir. Dürüst, adil, doğru, sabırlı, sevecen, şefkatli miyim veya bu gibi benzer özelliklere sahip miyim (bkz. Galatyalılar 5:22-23)? Kâhyalar olarak, sahip olduğumuz her şeyin bize verilmiş olduğunu ama bize ait olmadığını kabul etmeliyiz (bkz. 1.Korintliler 4:7). Sahip olduğumuz ve bizi biz yapan her şey, kendi gündemimiz ya da kendi yüceliğimiz için kullanabileceğimiz bize ait şeyler değildir. Bizim amacımız Tanrı’ya hizmette sadık olmak – O’nun gündemini, O’nun armağanlarıyla ve O’nun yüceliği ve başkalarının iyiliği için uygulamaya geçirmektir. Kim olduğunuzu bilmek, son derece özgürleştirici olabilir.
Kendi değeriniz ve öneminiz için nereye bakıyorsunuz?