Resim: Durmuş Kavcıoğlu
Ey Tanrım, sana güveniyorum, utandırma beni, düşmanlarım zafer kahkahası atmasın! Sana umut bağlayan hiç kimse utanca düşmez; nedensiz hainlik edenler utanır. — Mezmur 25:2–3
Ne harika bir vaat, öyle değil mi? Tanrı’yı umutla bekleyen hiç kimse asla utanca düşmez! Eğer Tanrı’ya güveniyorsanız, geriye pişmanlıkla bakıp da “Ah, bu bir hataydı. Tanrı vaadini gerçekleştirmedi” diyeceğiniz bir zaman asla gelmeyecek. Neticede, Tanrı’yı bekleyen kişi daima “Tanrı bunun üstesinden geldi! O’na güvendiğim için utanca düşmedim! Beklemeye değdi!” diyecektir.
Sorun şu ki, beklemek zordur! Trafikte tampon tampona değecek şekilde sıralanmalar, market kasalarında ağır ağır akan kuyruklar, doktor muayenehanesindeki bekleme odası – hiç kimse beklemekten hoşlanmaz. Çocuklarımız bizim yüreklerimizden geçirdiğimiz şeyi yüksek sesle ortaya koyar: “Hâlâ gelmedik mi?!” Ne var ki, günaha düşmüş bir dünyada Tanrı’ya güvenmek, beklemeyi içerir. İbrahim, Tanrı’nın çocuk vaadinin gerçekleşmesi için yirmi beş yıl bekledi (bkz. Yaratılış 12:4; 21:5). İsrailliler kuşatma altına girip de bütün umut kaybedilene dek, Tanrı Kızıldeniz’i son dakikaya kadar açmadı (bkz. Mısır’dan Çıkış 14). Mesih imanlıları Mesih’in dönüşünü (bkz. Vahiy 22:20) ve düşkün bedenlerimizin kurtuluşunu beklerler (bkz. Romalılar 8:23).
Hristiyan yaşamının temel pozisyonu beklemektir.
Özellikle de eğer üzerimizde duran bir felaket, bize baskı yapan bir son teslim tarihi ya da umudumuzu tehdit eden bir durum söz konusuysa, yani bir şeyin kısa sürede değişmesi gerekiyorsa, beklemek daha da zordur. Felaket göründüğü zaman beklemekten vazgeçmek, direksiyona geçmek ve Tanrı’nın yolu yerine kendi yolumuzla bir çözüm bulmak için ayartılırız. Sonuç olarak, beklemek bize kimden ve neden korktuğumuzu –bizi kimin ya da neyin kontrol ettiğini– gösteren bir turnusol deneyine dönüşür.
Başkalarının düşünceleri ya da bana neler yapabilecekleri kararımı etkiliyor mu? Yoksa Tanrı’ya ve O’nun vaatlerine güvendiğim için sabırla bekliyor muyum? Unutmayın, “Sana umut bağlayan hiç kimse utanca düşmez” (Mezmur 25:3).
Mezmurlar bir tür dua modeli, yani Tanrı’yı beklerken dua etmemize yardımcı olarak kullanabileceğimiz bir araçtır.