Resim: Sven van der Pluijm
Ey sen, duaları işiten, bütün insanlar sana gelecek.
Dua, Tanrı’yla konuşmadır çünkü bu konuşma karşılıklıdır: Tanrı’nın Ruhu bizimle, biz de Tanrı’yla konuşuruz. Dua bizim için çok yararlıdır: Yüklerimizi hafi etir, bizi Tanrı’ya daha çok yaklaştırır ve zaferlerin kazanıl- masına yardım eder. Hristiyan için duada büyük güç vardır. İbrahim, Sodom kentindeki doğru kişilerin kurtulması için hararetle dua etmişti. Ama koca kentte sadece on doğru kişinin bulunması çok üzücüydü. Pavlus ve Silas, gece yarısı dua edip ilahiler söylerken Tanrı gücünü oradaki mahkûmlara göstermişti. Bu deneyim aracılığıyla zindancı ve bütün ailesi kurtulmuştu!
Ben imanın dualarımızla çok yakından bağlantılı olduğuna inanıyorum: “İman olmadan Tanrı’yı hoşnut etmek olanaksızdır. Tanrı’ya yaklaşan, O’nun var olduğuna ve kendisini arayanları ödüllendireceğine iman etmelidir” (İbraniler 11:6). Eğer O’na çocuksu bir iman duymuyorsak Tanrı bize her şeyi ve yenme gücünü nasıl karşılıksız olarak verebilir?
Küçük şeyler: Biz küçük sorunlarımızla Tanrı’nın önüne çıkıp O’na bütün içimizi döküyor muyuz? Tanrı her şeyi zaten bilir! Tanrı küçük şeylerle ilgilenir mi? Evet, çünkü İsa, “. . . Bu sıradan kişilerden birine. . . bir bardak soğuk su bile veren, size doğrusunu söyleyeyim, ödülsüz kalmayacaktır” der (Matta 10:42). Eğer biz küçük şeylerde başarısız olursak Tanrı da bunları görmezden gelmeyecektir. Küçük şeylerinizi duayla Tanrı’nın önüne getirin, o zaman fethetmeniz gereken o kadar fazla sorun olmayacaktır!
“Dua, yorgunları nasıl da dinlendirir. Dua, geceyi gündüze çevirecektir!” Bu son günlerde, ruhsal bakımdan zaferli olabilmek için duanın gerçek gücünü yaşamaya ihtiyacımız var!
Kötülükle mücadelesinde dimdik durmak isteyen, her gün Tanrı’nın önünde diz çökmelidir.