Resim: Ryan Hutton
Kutsal Kitap’tan Okunacak Bölüm: Romalılar 1:18–25
Tanrı’nın görünmeyen nitelikleri –sonsuz gücü ve Tanrılığı– dünya yaratılalı beri O’nun yaptıklarıyla anlaşılmakta, açıkça görülmektedir. — Romalılar 1:20
Geçenlerde İspanya’dan bir adamla tanıştım ve onunla din hakkında biraz konuşup Tanrımız’ın büyüklüğüne ve inanlı olmanın bereketlerine tanıklık ettim. Konuşmamız sırasında hümanist (yani insanın yüce varlık olduğuna ve kendisinin temelde iyi olduğuna inanan biri) olduğu açıklığa kavuştu. Ayrıca çevreye karşı sorumlu olmak konusunda epey konuştu ama doğayı yaratan Tanrı’yı kabul etmiyordu.
Daha sonra düşünceye daldığımda aklıma şu sorular geldi: “Her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten Tanrı’ya olan imanımız konusunda neyi temel alıyoruz? Neden evreni yaratan Üstün bir Varlığa inanıyoruz?” Her gün gördüğümüz, düşündüğümüz Yaratılış (doğa), onun güzelliği ve düzeni, bize Tanrı’ya işaret etmiyor mu?
Biz körü körüne iman etmiyoruz. İmanımız gerçekleri ve fiziksel gözlerimizle gördüğümüz görülebilir işaretleri temel alır. Bu gece dışarıya çıkıp yıldızlara bakın. Çevrenizdeki doğaya bakıp ona hayranlık duymak için zaman harcayın. İnsanların yeryüzünü yöneten yasalar hakkında öğrenebildiklerini etüt edin. Sonra da tüm bunları Yaratan’ı onurlandırıp yüceltin.
Modern hümanist mantığın, Yaratıcımız, rablerin Rabbi, kralların Kralı olan Kurtarıcımız’a olan basit imanımızı sarsmasına asla izin vermeyin. Yüreklerimizde Tanrı’nın lütuf işini yaşadıktan sonra Kurtarıcımız’ın yaşadığını bildiğimize tanıklık etmekten hiçbir zaman korkmayalım.
Gördüklerim, görmediklerime inanmayı öğretiyor.
