Kutsal Ruh’un buyruğuyla yola çıkan Barnaba’yla Saul, Antakya’dan sonra, şimdilerde Çevlik diye anılan Selefkiye’ye gittiler. İçlerindeki iman, yorgunluklarını onlara unutturuyordu. Selefkiye’de Roma imparatorları Vespasiyan ve Titus’un maddi desteğiyle açılan tünel bulunuyordu. Bu tünel, limanın Pieria Dağı’ndan inen sellerle dolmasını engellemek amacıyla müthiş bir insan gücünün kullanımıyla açılmıştı. Saul ve yanındakiler 1380 metrelik kanalın kireçtaşı kayalıklarının arasından ellerinden meşalelerle geçtiler. Ürkütücü bir karanlığa, akan küçük derenin sesi karışıyordu. Geçtikleri yerlerden bir sincap sessizliğiyle geçmeleri gerekiyordu. Bir tuzakla veya bir haydut saldırısıyla karşılaşabilirlerdi, çünkü Antakya yakınlarında, Saman Dağı diye bilinen deniz kıyısında yer alan Selefkiye, o çağın önemli bir liman kenti durumundaydı.