Hissettiklerinizin doğru olduğunu nasıl biliyorsunuz? Hiç duygularınızın yanlış olduğu ortaya çıkmadı mı? Sizin duygularınızın gerçeği belirlediğini mi söylüyorsunuz? Eğer öyleyse, kendinizi Tanrı’nın yerine koyuyor ve kendinize bakarak “hissetiklerinizin” doğru olduğunu söylüyorsunuz.

Eğer kendinizi iyi hissettiğiniz şey doğru din ise bu kaosa yolaçabilir. Peki ya bazı kişiler çalmanın kabul edildiği bir dine inanırlarsa ne olacak? Peki yalan ve dolandırmanın kabul edildiği bir din? Siz çalmanın, yalan söylemenin, dolandırmanın kabul edildiği bir dine inanan kişiye güvenir misiniz?

Hitler Yahudileri öldürmenin doğru olduğunu hissetti ve hata yaptı. Kutsal Kitap yüreğin aldatıcı ve güvenilmez olduğunu söyler (Yeremya 17:9). Eğer siz hissetiklerinize/duygularınıza göre gerçeği bulabilseydiniz, o zaman Tanrı esini olan Kutsal Kitap’ın yazılmasına gerek kalmazdı. Fakat sizin duygularınızın değil sadece Tanrı’nın gerçeğin kaynağı olduğu bilinsin diye yazıldı ve esinlendi.

Gerçeğin kendisiyle çeliştiğine hiç şahit olmadım. Peki aynı şey hakkında biri o şeyin yanlış diğeri ise doğru olduğunu hissederse ne olacak? Her ikisi de doğru olacak mı? Eğer sizin ifadeniz doğruysa ve hisleriniz gerçeği belirlerse, nasıl olurda bir çelişki olabilir?