Pavlus’la Barnabas Pisidya Antakyası’ndan ayrılarak bugün Konya diye bilinen Likaonya’nın kentleri Listra ve Derbe’ye doğru yol aldılar. Listra Likaonya’ya bağlı bir Roma kolonisiydi. Derbe ise Likaonya’nın güneydoğusunda kalan bir kentti. Derbe, Roma İmparatorluğu’nun doğru yolu üzerindeki son kentti. Vergilerin toplandığı bir noktaydı.1 Pavlus, Listra’da İncil’i müjdelerken ayakları sakat doğuştan kötürüm olan bir adam onu pür dikkat dinliyordu. Pavlus’ta bir ara yürümek nedir bilmeyen bu adama gözlerini çevirdi. Pavlus adamın sağlığa kavuşmaya imanı olduğunu görünce, yüksek sesle, “‘Kalk, ayakta dur!’ dedi. Adam hemen yerinden fırlayıp yürümeye başladı.” 2 Orada bulunan halk Pavlus’un yaptığı işi görünce seslerini yükseltip Likaonya diliyle, “Tanrılar insan kılığına girip yanımıza indiler!” diye bağırdılar. Barnabas için Zeus,3 Pavlus için de Hermes4 dediler. Kentin girişindeki Zeus Tapınağı’nın kâhini kent kapılarına boğalarla çelenkler getirdi. Halk birlikte kurban kesmek istedi.5
Konya bölgesinde yaptıkları konuşmalar ve yarattıkları mucizeler sayesinde Yahudiler’den ve Grekler’den iman eden çok kişi oldu. Kent halkı ikiye bölünmüştü. Bir tarafta İsa’nın dirilişini müjdeleyen bu iki elçiye inananlar, öbür tarafta onlara inanmayan Yahudiler’in kışkırttığı bir bölüm halk. Bu kışkırtmalar sonucu yaşamlarını tehlikeye sokacak bir saldırı haberini alan Pavlus’la Barnabas, Derbe’ye gittiler. İnanlılar günden güne çoğalsa da, kendilerini söylediklerine inanmayanlardan korumak zorundaydılar. Elçiler dönüşlerinde aynı güzergâhı izlediler. Derbe’de iyi haberi yayıp birçok öğrenci kazandıktan sonra tekrar Listra’ya, oradan Konya’ya döndüler. Pavlus ve Barnabas Psidya Antakya’sından geçerek Pamfilya’ya ulaştılar. Perge’de Tanrı sözünü bildirdikten sonra Antalya’ya indiler. Pavlus ve Barnabas Antalya’dan Se¬lefkiye’ye ve oradan da Antakya’ya doğru yelken açtılar.
Ayakları birer kanata dönüştü sanki, yollar ve zorluklar onları yıldıramıyordu. Onların bu bitip tükenmeyen sabrı, direnci ve kararlılığı öğretilerinin çabucak yayılmasına yol açıyordu. Adları kentten kente rüzgarla yarışarak ulaşıyor, yeni bir köye ya da kasabaya vardıklarında inananları bir araya getirip Tanrı’nın kendileri aracılığıyla neler yaptığını, öteki uluslarla iman kapısını nasıl açtığını anlattılar.
Pavlus’la Barnabas’ın bu ilk müjdeleme gezisi İ.S. 45-48 yılları6 arasında yaklaşık üç yıl sürdü. Elçiler bu üç yıl içinde açlık çektiler, dışlandılar, alay edildiler, taşlandılar. Pavlus bir ara kanlar içinde kaldı. Onun öldüğünü sandılar. Kentin dışına sürüklenerek çıkarıldı. Ama hedefinden vazgeçmedi. Hedefi dirilmiş İsa’yı her yere, herkese anlatmaktı.
- Dr. Abdullah Kıran (Basılmamış Makaleler)
- Kutsal Kitap, Elçilerin İşleri 14:8-10
- Greklerin inanışına göre Hermes’le birlikte dolaşan en büyük Tanrı.
- Greklerin inanışına göre, Zeus’un habercisi, bilgi, yolculuk, ticaret, gençlik ve özellikle söz söyleme tanrısı.
- Kutsal Kitap, Elçilerin İşleri 14:11-13
- K. Bihlmeyer – H. Tuchle, 1-1V Yüzyılda Hristiyanlık.