RAB diyor ki, “Kılıçtan kaçıp kurtulan halk çölde lütuf buldu. Ben İsrail’i rahata kavuşturmaya gelirken.” —Yeremya 31:2
Biz hayat yolculuğunu yapmaktayız. Yolumuzun bizi hayatın hoş ve ödüllendirici olduğu yemyeşil bereketli vadilerden geçirdiği zamanlara değer veririz. Ancak her Hristiyan zaman zaman bir “çöl”den, yani insan ruhunu sınayan sıkıntı ve denenmelerle dolu kısır bir zamandan geçer. Bu çöl deneyimlerine yalnızlık, cesaret kırıklığı, kuşku, üzüntü ya da kafa karışıklığı eşlik edebilir.
Genelde bir çöle onun nerede son bulduğunu bilmeden gireriz. Tanrı’nın bizi çölden geçirmekteki amaçlarını hiçbir zaman tam olarak bilmeyebiliriz. Çöl isimsiz, daha önce kimse geçmemişe benzeyen bir yol da olabilir.
Ey çöl hastası ruh, cesaret bul! Çölde lütuf vardır! Baskılara teslim olup çöl boyu yol kenarını dolduran “iskelet istatistikleri”nden biri olman gerekmez. Kurtarıcın bunu sadece Kendisinin bildiği nedenlerden ötürü senin gözlerinden saklasa da, şu anda seninle beraber. O senden önce bu yoldan geçti ve lütfu yaşadığın an için yeterlidir; bunu Kendisi vaat etmiştir! Buna cesurca güven! O’nun lütfu seni bu çölden zaferli bir şekilde çıkaracaktır!
“Onun için Tanrı’nın lütuf tahtına cesaretle yaklaşalım; öyle ki, yardım gereksindiğimizde merhamet görelim ve lütuf bulalım” (İbraniler 4:16).
Tanrı’nın benim ihtiyacım için lütfu var, benim O’nun lütfuna ihtiyacım var.