Günahın sonuçlarından biri de insanın Tanrı’yla olan ilişkisinin bozulmasıdır. Bu sonuçta Tanrı’nın hiçbir suçu yoktur.
Karanlıkla ışık bir arada bulunamadığı gibi günahlı insan da Tanrı’nın huzuruna çıkamaz. Çoğu insan kendi çabasıyla
yeterince “iyi” olabileceğini sanıyor. Yaptıkları haksızlıkları ve kötülükleri sadaka vererek, çeşitli kurumlara parasal yardımlar
yaparak bağışlatabileceklerini sanıyorlar. Ne yazık ki, aynı kişiler ertesi gün günaha düşmekten kurtulamıyorlar çünkü o haksızlıkların ve kötülüklerin kaynağı olan yürekleri değişmemiştir.Dilimizde “pişmanlık” diye bir sözcük var; yaptığımız hatalardan duyduğumuz üzüntüyü anlatır bu sözcük.

İncittiğimiz,kötülük yaptığımız birine pişmanlığımızı ifade ediyorsak, bizi Yaratan’la bağımızı koparan günahlarımızdan
ötürü çok daha büyük bir pişmanlık içinde olmalıyız. Böyle bir pişmanlığın tanrısal düzendeki adı TÖVBE’dir.                 Tövbe,eski yaşamımıza, tanrısal düzene aykırı davranışlarımıza sırt çevirmek demektir. Tanrı’nın İsa Mesih’i, biricik Oğlunu,
tüm insanların günahlarını bağışlamak için feda etmesine karşılık olarak beklediği tek şey, kişinin tövbe edip İsa’nın
ölümüyle sağladığı bağışlamayı kabullenmesidir. ”Mesih, Babamız Tanrı’nın isteğine uyarak bizi şimdiki kötü çağdan kurtarmak için günahlarımıza karşılık kendini feda etti. (Galatyalılar 1:4).
Rab, “kimsenin mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbe etmesini istiyor” (2.Petrus 3:9).