(resim:  Papirüs P52 – MÖ. 150 civarında ilk İncil parçası)

Kutsal Kitap, ‘Gerçeği bileceksiniz ve Gerçek sizi özgür kılacak’ der. İnsanlar gerçekle özgür olurlar. Yaşamınızın her alanında özgürlüğe sahip olmanız dileğiyle başlayalım.

Gerçekten de Kutsal Kitap değiştirildi mi?  İnsanlar bir şekilde Kutsal Kitap’ı bozmuşlar mıdır? Bu mümkün olabilir mi? Eğer Kutsal Kitap değiştirildiyse bunun sonuçları yalnızca Tanrı’nın sözlerinin bozulması değildir. Böylelikle insanların Tanrı’yla ilgili düşüncelerini de bozulmuş olacaktır.

Bu soru ülkemizde hemen hemen herkesin bir zaman bir şekilde kafa yorduğu bir sorudur. Bu şaşırtıcı değildir. Zira her yerde Hıristiyanlık’ın aslı bozulmuş bir din olduğu konuşulur ve Kutsal Kitap’ın da bozulduğu iddiası dile getirilir. Okullarda ders kitaplarında da böyle anlatılır. Zaten aslı olmadığından kimse okumaya gereksinim duymaz. ‘Orijinali olsa okurduk’ denir.

Peki, Kutsal Kitap değiştirildi mi? Bu soruya birçok açıdan yaklaşarak yanıt vermek mümkündür. Ancak bilinmesi gereken en önemli konu bu sorunun arkasında yatan gerçektir. İnsanlar bilerek ya da bilmeyerek Tanrı Sözü’nün değerini görmemek, insanların Tanrı Sözü’ne yaklaşmalarını engellemek amacıyla böyle yaklaşırlar.

İncil ve Tevrat’ın değiştirildiği iddiası birçok konuyu içerir. Kimi orijinallerin yitip gittiğini, kimi sayının çok olmasından dolayı insanların bir araya toplanıp masanın üzerine dizerek kuvvetli bir şekilde masanın sallanması ve üzerinde kalan dört tanenin seçildiğini iddia eder. Kimi saygı duyar ama okumaz. Fakat hemen hemen herkesin kafasında yer eden düşünce Kutsal Kitap’ın değiştirildiği iddiasıdır.

Oysa aklı başında bir insan önyargılarını bırakıp durumu mantıklı bir şekilde ele alacak olsa kesinlikle Kutsal Kitap’ın değiştirildiği iddiasının peşinden gidemez. Neden? Çünkü ne tarihsel olarak, ne bilimsel olarak, ne de dinsel olarak bunu destekleyecek hiçbir sağlam dayanak yoktur. Öncelikle Kutsal Kitap kendisini kanıtlar. Tanrı kendi sözünü koruyabilecek güçtedir.

 

1- İncil’in kendini kanıtlaması Günümüzde bırakın bir yazarın kitabını değiştirmeyi, onun kitabını izinsiz basmayı bile göze alamazsınız. Göze alanlar suç işlemiş olurlar. Yakalandıklarında cezalandırılırlar. Sıradan bir yazar bile hiçbir şekilde kitabının değiştirilmesine izin vermez. Peki, göğün ve yerin hâkimi olan Tanrı’nın sözlerini kim değiştirmeye cesaret edebilir? Bırakın böyle bir girişimde bulunmayı, Tanrı böyle bir şeye izin verir mi hiç? Vermez.

Kutsal Kitap’ın birçok yerinde Tanrı’nın sözlerini değiştirebilecek bir kuvvetin olmayacağını okuruz. Her şeyin gelip geçeceğini, ama Tanrı Sözü’nün asla değişmeyeceğini gösteren birçok ayet vardır.

Örneğin :

Kutsal Yasa’yı ya da peygamberlik sözlerini geçersiz kılmaya geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim. Size doğrusunu söyleyeyim. Yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak.  – Matta 5:17-18

 

İnsan soyu ota benzer, bütün yüceliği kır çiçeği gibidir. Ot kurur, çiçek solar, Ama Rab’bin sözü sonsuza dek kalır.  – 1.Petrus 1:24-25

Tanrı’nın sözleri değiştirilirken sesini çıkarmaması O’nun Tanrılığı konusunda insanların içine şüphe düşürebilmektedir. Zira ölümlü insanlar bile kitabının değiştirilmesine izin vermezse Tanrı’nın sessiz kalması düşünülemez.

Ayrıca Kutsal Kitap Tanrı’nın sözüdür. Biri onu değiştirmekle Tanrı’nın insanlara söyleyeceği sözleri değiştirmiş olmaktadırlar. Düşünün bir kere Tanrı bir şekilde insanlara mesajını iletiyor, ama birileri bu mesajı değiştirdiği için Tanrı’nın söylemek istedikleri güme gidiyor. Tanrı da sanki güçsüzmüş gibi eli kolu bağlı bir şekilde yerinde duruyor, hiç müdahale etmiyor. Sizce bu inanılır bir şey midir?