Onlar ise büyük korku içinde birbirlerine, “Bu adam kim ki, rüzgâr da göl de O’nun sözünü dinliyorf” dediler.  —Markos 4:41

 

“İsa’yla birlikte sofrada oturanlar kendi aralarında, “Kim bu adam? Günahları bile bağışlıyor!” şeklinde konuşmaya başladılar.  —Luka 7:49

Yaklaşık iki bin yıl önce yeryüzünde çok sıradışı biri yaşadı. Adı İsa Mesih’ti. Kendisi aynı zamanda hem Tanrı, hem de insandı. Aradan yirmi yüzyıl geçmesine karşın ismi bütün evrende bilinmekte ve günümüzde birçok insan O’na tapmaktadır.

Mesih’in doğumu yeni bir çağın başlangıcı haline geldi. İsa Mesih çok harika bir insandı. Hiç kimse O’nun gibi doğmamıştı; hiç kimse O’nun yaşadığı gibi yaşamamıştı, hiç kimse O’nun öldüğü gibi ölmemişti ve hiç kimse O’nun yaptığı gibi ölümden dirilmemişti.

Büyük ve güçlü olan İsa, aynı zamanda çok sade ve yalın biriydi. Çocuklar, gençler ve yaşlılar O’nunla kolayca iletişim kurabilirlerdi. Kalabalıklar İsa’yı görüp sözlerini dinlemek için O’nu izledi.

İsa Mesih’te insanların sahip olamayacağı bir güç vardı. İsa bir tek sözüyle denizin dalgalarını yatıştırabilirdi. Beş somun ekmek ve iki balıkla beş binden fazla kişiyi doyurmuştu. Hastaları iyileştirmiş, birçok mucizeler gerçekleştirmiş, insanlara Tanrı’yı hoşnut edecek şekilde yaşamayı öğretmiş ve günahları bağışlamıştı. İnsanlar Mesih’i seyrettikçe hayretler içinde kalıp, “Bu adam kim ki, rüzgâr ve deniz bile O’na itaat ediyor? Günahları bağışlayan bu adam kim?” diye sormuşlardı.

İsa Mesih kimdir?