Resim: Krisztina Papp
“Siz dostlarıma söylüyorum, bedeni öldüren, ama ondan sonra başka bir şey yapamayanlardan korkmayın. Kimden korkmanız gerektiğini size açıklayayım: Kişiyi öldürdükten sonra cehenneme atma yetkisine sahip olan Tanrı’dan korkun. Evet, size söylüyorum, O’ndan korkun. Beş serçe iki meteliğe satılmıyor mu? Ama bunlardan bir teki bile Tanrı katında unutulmuş değildir. Nitekim başınızdaki bütün saçlar bile sayılıdır. Korkmayın, siz birçok serçeden daha değerlisiniz.” — Luka 12:4-7
Ölüm korkutucu bir şey olabilir. Nitekim ölüm, en büyük bilinmezliktir. Ancak İsa, ölümden daha kötü bir şey olduğunu öğretir! Cehennemin gerçekliği her şeyi yerli yerine oturtur. İnsan korkusunu yenme umudumuz yaratıcı çözümlere değil, insan yerine Tanrı’dan korkmaya dayalıdır. Tanrı’dan korkmak, zulüm ya da eziyet altında sinmek değildir. Tanrı korkusu, O’nun her şeyi aşkın yüceliği, sınırsız kudreti ve kusursuz adaleti karşısında titreyip hürmet duymaktır.
Tanrı Eski Antlaşma’da kendisini Musa’ya açıkladığında, insanların “suçlarını, isyanlarını ve günahlarını” bağışladığını ilan etti. Ama ardından şöyle dedi: “Hiçbir suçu cezası bırakmam” (Mısır’dan Çıkış 34:7). Şimdi bu, bizim gibi günahkârlar için bir sorundur. İyi ve adil Tanrı, günaha göz kırpmayacak, onu halının altına süpürmeyecektir; günahın her türlüsünü –sizinkiler ve benimkiler de dahil olmak üzere– cezalandıracaktır.
Bu biraz zihnimize nüfuz etsin. Bizler ağlayışın, diş gıcırtısının (bkz. Luka 13:28) ve sönmeyen ateşin (bkz. Matta 25:42) hâkim olduğu yeri hak ediyoruz. Üstelik Tanrı’nın insanı “cehenneme atma yetkisi” vardır (Luka 12:5). Hristiyanlığın Müjdesi, Tanrı’nın adaletin gereklerini görmezden gelmesi değil, suçumuzun ücretini bizim yerimize ödemesidir. Kutsal bir Tanrı günahı böyle bağışlayabilir. Mesih ağaca asıldığı zaman, günahlarımızı kendi bedeninde taşıdı (bkz. 1.Petrus 2:24) ve üçüncü günde ölümden dirilerek borcun tamamen ödendiğini kanıtladı.
Tim Keller’ın yazdığı gibi, “Müjde şudur: Kendi içimizde inanmaya cüret edemeyeceğimiz kadar günahlı ve kusurluyuz ama İsa Mesih’te umut etmeye cüret edemeyeceğimiz kadar çok sevgi ve kabul görüyoruz.” İnsan korkumuzu yenmek için, bu gerçekliklerin ikisine de sımsıkı sarılmalıyız. Kutsal ve her şeyden yüce olan Tanrı’dan haklı olarak korktuğumuzda, insan korkumuzun ne denli budalaca olduğunu fark ederiz. Tanrı’nın sevgi ve merhametinin derinliğini gördüğümüz zaman, bunlara kıyasla özlem duyduğumuz insan takdirinin ne denli bayağı olduğunu anlarız. Tanrı’nın büyüklüğünün, merhametinin ve sevgisinin ışığında hangi korkularınızın kaybolup gitmesi gerekir?
RAB benden yana, korkmam; İnsan bana ne yapabilir? — Mezmur 118:6