Nina Strehl *Love Your Neighbour ~ Komşunu sevin
3. Bölüm
Bizim sevgimiz Tanrı’ya karşı bu ayetlerde ifade edilen türde bir sevgi olmalıdır.
Tanrın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.’ .ayet/ İkincisi de şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’ Bunlardan daha büyük buyruk yoktur.”
İsa Mesih’in Bu ayeti örnek göstermesindeki neden neydi, öncelikle ayetler burada birbirini tamamlıyor.
Önce Rabbe olan sevgi ve bağlılık, sonra komşumuza olan sevgi ve sorunluluk.
Ayrıca her fırsatta İsa Mesih’i tuzağa düşürüp onu yakalamaya çalışan. Din bilginleri, bu kişiler tanrı adamıydı ama Tanrı’nın verdiği buyrukları İsa Mesih’i tuzağa düşürmeye çalışarak çiğniyorlardı.
On Emrin diğer yarısı da bize komşumuzu kendimiz gibi sevmemizi öğretir. Tanrı’yı kendimizden daha çok ve komşumuzu da kendimiz gibi sev¬meliyiz. Bunun için gerçekten değeri olan yaşam, önce Tanrı’yla sonra da başkalarıyla ilgilidir.
Bu ayetten anlıyoruz ki bu sözler Maddesel şeylerden bahsedilmiyordu. Aslında burada ilişkilerden ve başkalarına karşı sorumluluklarımızdan bahsediyor.
Levililer 19:15-18’te bununla ilgili Buyruklar var.
Yargılarken haksızlık yapmayacaksın. Yoksula ayrıcalık göstermeyecek, güçlüyü kayırmayacaksın. Komşunu adaletle yargılayacaksın. Halkının arasında onu bunu çekiştirerek dolaşmayacaksın. Komşunun canına zarar vermeyeceksin. RAB benim. “‘Kardeşine yüreğinde nefret beslemeyeceksin. Komşun günah işlerse onu uyaracaksın. Yoksa sen de günah işlemiş olursun. Öç almayacaksın. Halkından birine kin beslemeyeceksin. Komşunu kendin gibi seveceksin. RAB benim
KOMŞUNU KENDİN GİBİ SEVECEKSİN: “Komşu” ifadesi, yalnızca bize yakın yaşayanları değil, ilişki kurduğumuz herkesi kapsamaktadır.
Hiç düşündük mü? Acaba benim komşum benim hakkımda ne düşünüyor. Bazen kendimiz hakkında olmasa da başkalarının başka komşuları hakkında yaptığı dedi dedikoduları duyuyoruz. Bunlara birçok örnek verebiliriz. Burada görüyoruz ki komşuluk ilişkileri ya da arkadaşlıklar dostluklar çok önemli.
Bizde Bir atasözü var: EV ALMA KOMŞU AL Bu sözün anlamı ne olabilir. Bana göre bir evde oturabilirsin ama bu oturduğun evde komşularla geçinemiyorsan O yerde huzurun sevincin kaçar. Ve huzursuz bir şekilde yaşarsın. Bu sana cehennem azabı yaşattırır ve O evde oturmak istemezsin.
Ama komşularınla iyi geçiniyorsan ve bir ilişki içindeysen bu yaşadığın yer senin için cennet gibidir. Bu yüzden sevinç ve sevgi duyarsın onlara karşı ve huzurlu bir yaşamın olur ve başın ağarmaz bu açıdan. Komşularımıza karşı veya başkalarına karşı davranışları düzen¬leyen bu buyruk, aracılıyla Mesih İsa, Pavlus ve Yakup bu ayetleri kullanarak komşularımıza sevgi ve ilgi göstermenin ayrıcalığını açıklanmaktadır.
““Zina etmeyeceksin, adam öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, başkasının malına göz dikmeyeceksin” buyrukları ve bundan başka ne buyruk varsa, şu sözde özetlenmiştir: “Komşunu kendin gibi seveceksin.””
(Yak.2:8″Komşunu kendin gibi seveceksin” diyen Kutsal Yazı’ya uyarak Kralımız Tanrı’nın Yasası’nı gerçekten yerine getiriyorsanız, iyi ediyorsunuz 9-18. ayetlerde,..)
Tanrı’nın çocukları, olarak düşmanlar dâhil tüm insanları sevmeliyiz.Çünkü rab böyle buyuruyor.
‘Komşunu seveceksin, düşmanından nefret edeceksin’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin. Öyle ki, göklerdeki Babanız’ın oğulları olasınız. Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır. Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur? Vergi görevlileri* de öyle yapmıyor mu? Yalnız kardeşlerinize selam verirseniz, fazladan ne yapmış olursunuz? Putperestler de öyle yapmıyor mu?48 Bu nedenle, göksel Babanız yetkin olduğu gibi, siz de yetkin olun.
Aynı zamanda, yeniden doğmuş bütün gerçek Hıristiyanları özellikle sevmeleri buyrulur:
- İmanlıların İmanlı kardeşlerini, komşularını ve düşmanlarını sevmeleri, Tanrı’ya olan sevgimiz adanmışlıkla şekillenmelidir.
- Tanrı sevgisi “ilk ve en önemli buyruktur” Bu nedenle, diğer tüm insanları severken Tanrı’nın Kutsal Yazılarda açıklanan kutsallığından, iradesinden ve ölçütlerinden asla ödün vermemeliyiz.
Din bilgini İsa’ya, “İyi söyledin, öğretmenim” dedi. “ ‘Tanrı tektir ve O’ndan başkası yoktur’ demekle doğruyu söyledin. Ferisi konuşuyor ,İnsanın Tanrı’yı bütün yüreğiyle, bütün anlayışıyla ve bütün gücüyle sevmesi, komşusunu da kendi gibi sevmesi, bütün yakmalık sunulardan ve kurbanlardan daha önemlidir.”
Din bilgini, övülmeye değer bir açıklıkla Tanrı’yı ve komşuyu sevmenin geleneklerden çok daha önemli olduğunu ifade ederek aynı fikirde olduğunu gösterdi. Kişilerin geleneklerini yerine getirip içten gelen kutsallık, olmaksızın dindarlık gösterisinde bulunabileceklerini anladı. Tanrı’nın insanın dışıyla olduğu gibi içiyle de ilgilendiğini kabul etti.
34 İsa onun akıllıca yanıt verdiğini görünce, “Sen Tanrı’nın Egemenliği’nden uzak değilsin” dedi. Bundan sonra kimse O’na soru sormaya cesaret edemedi.
İsa bu fevkalade gözlemi duyunca, din bilginine Tanrı’nın Egemen¬liğinden uzak olmadığını söyledi. Bundan sonra hiç kimse Rab İsa’yı, O’na üstü kapalı sorular sorarak tuzağa düşürmeye cesaret edemedi.
Kimse komşusunu kendisi gibi sevmemiştir. O yüzden muhtemelen kimse sonsuz yaşamı hak edemez. Bu bizi tekrar Tanrı’nın lütfa götürür.
Eğer Tanrı’nın Egemenliği’nde yerimiz olacaksa bu ancak günahkârların hiçbir zaman kendi başlarına elde edemeyecekleri Tanrı’nın hak edilmeyen lütfü sayesinde olacaktır.
Eğer Tanrı’ya karşı gerçek bir sevgi varsa, kaçınılmaz biçimde komşuya karşı da gerçek sevgi olacaktır;
Tanrı’nın taşan sevgisi bulaşıcıdır. Tanrı’ya karşı sevgimizin ölçütü diğerleriyle ilişkimize yansıyıp yansımadığıdır.