Tanrı’nın ve Rab İsa Mesih’in kulu ben Yakup, dağılmış olan on iki oymağa selam ederim.

Kardeşlerim, çeşitli denemelerle yüz yüze geldiğinizde bunu büyük sevinçle karşılayın. Çünkü bilirsiniz ki, imanınızın sınanması dayanma gücünü yaratır. Dayanma gücü de, hiçbir eksiği olmayan, olgun, yetkin kişiler olmanız için tam bir etkinliğe erişsin.

İçinizden birinin bilgelikte eksiği varsa, herkese cömertçe, azarlamadan veren Tanrı’dan istesin; kendisine verilecektir. Yalnız hiç kuşku duymadan, imanla istesin. Çünkü kuşku duyan kişi rüzgarın sürükleyip savurduğu deniz dalgasına benzer. Her bakımdan değişken, kararsız olan kişi Rab’den bir şey alacağını ummasın.

Düşkün olan kardeş kendi yüksekliğiyle, zengin olansa kendi düşkünlüğüyle övünsün. Çünkü zengin kişi kır çiçeği gibi solup gidecek. Güneş yakıcı sıcağıyla doğar ve otu kurutur. Otun çiçeği düşer, görünüşünün güzelliği yok olur. Zengin de bunun gibi kendi uğraşları içinde kaybolup gidecektir.

Yakub 1:1-11

Yoksulluk ve Bolluk

İsa Mesih diyor ki sona dek dayanan kurtulacak Yakup ta diyor ki dayanın kardeşler.  2. “Kardeşlerim, çeşitli denemelerle yüz yüze geldiğiniz zaman, bunu büyük sevinçle karşılayın.”  İman hayatımızda birçok konuda deneniyoruz bunlardan biride para konusudur.

Tekrar okuyalım Yakup ne diyor, 2. “Kardeşlerim, çeşitli denemelerle yüz yüze geldiğiniz zaman, bunu büyük sevinçle karşılayın.”
Zor bir durum değil mi evde çocukların ekmek ve yemek beklerken sen seviniyorsun ne güzel çocuklarım evde aç ve ben eve yemek götüremiyorum. Çok harika diye düşünmüyoruz herhalde O zaman Yakup ne demek istiyor.

Her sıkıntı ve zorlukla karşılaştığımızda bu zorlukları atlattığımızda daha güçlü oluyoruz.  Eyüp örneğine baktığımızda Eyüp zengin bir kişiydi. Ama çok kısa bir sürede çocuklarını hayvanlarını ve birçok şeyi kaybetti ve bedeninde büyük büyük çıbanlar çıktı. Ve hastalandı.  Ama bu denenmenin sonucunda galip çıktı çünkü tek dayanağı Rabdi. Sonrasında rab onu kaybettiklerine karşılık bol bol bereketledi.  3.Çünkü bilirsiniz ki, imanınızın sınanması dayanma gücünü yaratır. 4Dayanma gücü de, hiçbir eksiği olmayan, olgun ve yetkin kişiler olmanız için tam bir etkinliğe erişsin.

Yakup: 9-11:  Düşkün olan kardeş kendi yüksekliğiyle, zengin olan ise kendi düşkünlüğüyle övünsün. Çünkü zengin adam bir kır çiçeği gibi solup gidecek.  Güneş yakıcı sıcağıyla doğar ve otu kurutur. Otun çiçeği düşer, görünüşünün güzelliği yok olur. Zengin adam da aynı şekilde kendi uğraşları içinde solacaktır.

Yakup, düşkün ve zülüm gören kardeşleri teşvik etmek amaçlıyla bu mektubu yazmıştır.  Yakub’un dönemindeki kiliseler yoksul ve varlıklı imanlılardan oluşmaktaydı.  Her grup, kendisine özgü günahlarından dolayı ayartılıyordu.  İlk kiliselerin döneminde de, günah işlemeye eğilimli ayartılmalar vardı.   Fakirler ve diğer düşkün imanlılar ya devlete ya da onların zengin iş verenlerine karşı şiddetle isyan etmeye ayartılmışlardı, büyük ihtimale.  Aynı şekilde zengin olanlar kendi güç ve yetkilerini tutmak için (korumak için) düşkün olanlara eziyet etmek için ayartılmışlardı.   Bu durumda, zenginler ve fakirler huzurlu bir şekilde beraber nasıl yaşayabilirdi Ve her iki sınıf ta etkili bir tanıklığı nasıl gösterebilirdi?

9-11 ayetlerinde, Yakup hem fakirlerin hem zenginlerin dünyasal servet konusunda üzerine ne tür bakış açısına ve düşüncesine sahip olmamız gerektiğini öğretir.  Çünkü pek çok insanlara göre bol bol servete sahip olanlar az serveti olanlardan, daha iyi bir durumda yaşıyorlardı.

Zenginlik demek

  • Daha bol servet, daha bol eğitim fırsatları demektir.
  • Daha bol servet, daha lüks yemek, daha sağlık ve daha güvenlik demektir.
  • Daha bol servet, daha uzun, daha rahat bir ömür demektir.
  • Daha bol servet, çocukları için umutlu bir geleceği sağlamak demek.
  • Daha bol servet, diğerlerin amiri olmak demektir.

Aksine

  • Yoksulluk, daha kısıtlı yemek, daha sağlıksız bir yaşam şekli demektir.
  • Yoksulluk, daha düşük küçük eğitim demektir.
  • Yoksulluk, kişinin çocukları için daha umutlu bir geleceği sağlama yetkisi vermez,
  • Yoksulluk, birisi zulüm görürken, güçsüzlük demektir.

ŞUNU UNUTMAMALIZ

Yeryüzündeki banka hesaplarındaki paralar tükenebileceği ve mal mülk elimizden alınabileceği halde, Tanrı’nın lütfunun zenginlikleri değişmez ve bitmez. Kendinizi zengin hissetmeniz için hayatınızda kaç paraya sahip olmanız gerekiyor. Çok ilginç bir şey var. Gerçekten zengin olduklarını düşünen birçok kişi aslında zengin değildir. Niçin çünkü ruhsal olarak fakirdirler. Ve kendilerinin fakir olduğunu düşünen ve “Benim zenginlikten çok uzak olduğum kesin” diyen, birçok insan da zengindir.

Gerçek şudur ki, her iki grup da yanlış bilgilendirilmiştir. Bunun nedeni gerçek zenginliklerin ne olduğunu anlamamalarıdır. Bunu bir düşünün. Bir insanın sahip oldukları hayatında esenlik, sevinç, tatmin ve güvence, sonsuz güvence oluşturmamışsa o kişi dürüst bir şekilde “Ben zenginim” diyebilir mi? Hayatınızda esenlik, sevinç, tatmin ve sonsuz güvenlik olmadan zengin olduğunuzu nasıl söyleyebilirsiniz? Diğer yandan, bütün bunlara sahip olan insanlar etraflarına bakıp, “Evet, ama biliyor musun, keşke şuyum olsaydı, keşke buyum olsaydı” derler.

Bu şekilde düşündüğümüzde Ne olmaktadır, biliyor musunuz?

Dikkatimizi sahip olmadığınız şeylerde topluyor ve sahip olduğunuz hazineyi unutuyorsunuz. Bunun sonucu olarak Tanrı’nın bereketlerini kaçırıyorsunuz. Tanrı iyi bir Tanrı’dır. Sevgi dolu bir Tanrı’dır. Çocukları için en iyisini sağlamıştır ve bizlerse her gün sahip olmadıklarımız. Hakkında şikâyet ederek ve nelere sahip olduğumuzun bilincine varmayarak sık sık bunların yanından geçer giderek yaşarız. Ama Yakup, Tevrat, Zebur ve İsa’nın öğretişini biliyordu. Yakup, bu öğretişten çok etkilendi. Aslında, Yakup’un mektubu peygamberlerin ve İsa Mesih’in sözleriyle karşılaştırılınca, büyük bir benzerlik görülür.

RAB, Yeşaya peygamber aracılıyla şöyle diyor, “Benim düşüncelerim sizin düşünceleriniz değil. Sizin yollarınız benim yollarım değil.”

Ve Isa Mesih, “Siz öncelikle O’nun egemenliğinin ve doğruluğunun ardından gidin, o zaman size bütün bunlar da verilecektir.” diyor. Bu ayetlere göre, RAB, bütün ihtiyaçlarımızı bize sağlayacağına söz veriyor. Mezmur 23, “RAB bizim cobanımızdır, eksiğimiz olmaz,” diyor.

RAB, cüzdanlarımızın doluluğuna değil, yüreklerimizin doğruluyla ilgilenir. Süleyman’ın Özdeyişleri 28:6, “Dürüst bir yoksul olmak, yolsuzlukla zengin olmaktan yeğdir,” diyor. Sadık ve sadakatli bir yoksul sevinebilir. Bu dünya da yoksul olsak bile, cennet te büyük bir servet bizi bekliyor.
Rabbimiz İsa’nın bile dünyada başını koyacağı bir yeri yoktu. Rabbin servet düşkünlüğü konusun dünyanın ön gördüğü bakış açısından farklıdır. Birçok insan servetin hayatımıza iyilik getirdiğini düşünmektedirler. Tabii ki varlık bir araçtır ama, Servet artışı, ruhsal hayatımızda ayartılma riskine yol açar. İsrail krallarının hayatlarında ibret almamız gereken dersler var.

Güçlü krallar-Sual, Davut, Süleyman, Yoaş, Uzziya, ve Hizkiya bile, iyi başlamalarına rağmen, kibirliye kapıldılar. Kendi servetlerine ve güçlerine aldandılar. Tanrı’ya ve onun halkına karşı büyük günah işlediler ve bunun sonucunda ağır cezalar çektiler. Bu nedenle, bizim de dikkatli olmamız gerekiyor, çünkü bizler onlardan çok da farklı değiliz. Biz de çok kolayca ayartılabiliriz. Para sevgisi neden tehlikelidir?

İlk olarak, para sevgisi memnuniyetsizliği ilerlettirebilir.

Vaiz 5:10. “Parayı seven paraya doymaz, zenginliği seven kazancıyla yetinmez.”

İkinci olarak, büyük servet dünyasallığı ve kibirliliği tetikler.

Dünyayı da dünyaya ait şeyleri de sevmeyin. Dünyayı sevenin Baba’ya sevgisi yoktur. Çünkü dünyaya ait olan her şey-benliğin tutkuları, maddi yaşamın verdiği gurur-Baba’dan değil, dünyadandır. Dünya da dünyasal tutkular da geçer, ama Tanrı’nın isteğini yerine getiren sonsuza dek yaşar

– 1. Yuhanna 2:15-17

Üçüncü olarak, para sevgisi bizi doğru yoldan saptırabilir.

Zengin olmak isteyenler ayartılıp tuzağa düşerler, insanı çöküşe ve yıkıma götüren birçok saçma ve zararlı arzulara kapılırlar. Çünkü her türlü kötülüğün bir kökü de para sevgisidir. Kimileri zengin olma hevesiyle imandan saptılar, kendi kendilerine çok acı çektirdiler.

I Timoteos 6: 9-10

Ve dörtüncü olarak, para sevgisi bizi köleleştirir.

Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı’ya hem de paraya kulluk edemezsiniz.

Matta 6:24

Aslında, Elinde ki ile yetinen kişi, zengin olan kişiden o kadar ayartılmaya eğilimli değildir.
Zengin olanın Tanrı’nın egemenliğine girmesi zordur. Servet sadece tehlikeli değil, servet ve servete sahip olan geçicidir. Tüm bedensel şeyler bir gün mutlaka solup geçecektir. Ama, İsa’ya inanan kişiler, yeni bir bedene ve sonsuz yaşama sahip olacaklar.

Sonuç olarak, O harika günü beklerken maddi şeylere karşı nasıl bir konumda kalmalıyız?

1. Şunu fark edin- Tanrı paramızdan daha çok karakterimize değer verir.

2. Maddi şeyleri sonsuz amaçlar için alet olarak kullanın.

3. Dua edin

Ey Tanrı, iki şey diledim senden-Ben ölmeden bunları esirgeme benden. Sahtekarlığı, yalanı benden uzak tut, Bana ne yoksulluk ne de zenginlik ver: Payıma düşen ekmeği ver, yeter. Yoksa bolluktan, ‘Kimmiş RAB?’ diye seni yadsır, Ya da yoksulluktan çalar ve Tanrım’ın adını lekelemiş olurum. Amin.

Süleyman’ın Özdeyişleri 30:7-9