1. BÖLÜM

2. BÖLÜM

Nitekim Mesih de bizleri Tanrı’ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu olarak ilk ve son kez öldü. Bedence öldürüldü, ama ruhça diriltildi. Ruhta gidip bunları zindanda olan ruhlara da duyurdu. Bir zamanlar, Nuh’un günlerinde gemi yapılırken, Tanrı’nın sabırla beklemesine karşın bu ruhlar söz dinlememişlerdi. O gemide birkaç kişi, daha doğrusu sekiz kişi suyla kurtuldu. Bu olay vaftizi simgeliyor. Bedenin kirden arınması değil, Tanrı’ya yönelen temiz vicdanın dileği olan vaftiz, İsa Mesih’in dirilişiyle şimdi sizi de kurtarıyor. Göğe çıkmış olan Mesih, Tanrı’nın sağındadır. Bütün melekler, yetkiler ve güçler O’na bağlı kılınmıştır.  —1.Petrus 3:18–21

Her zaman tüm ihtiyaçlarımız İsa Mesih aracılıyla karşılanır.

Doğruluk uğuruna ne yaşarsak yaşayalım aynı zorluklardan hatta daha fazlasını İsa Mesih’te yaşadı. Ve o bizim gibi değildi. Günahsız, O iyidi, iyi olan bizim için acı çekti, iyi olan bizim için öldü. Bizim için çarmıha gerildi ve bunları bizi sevdiği için yaptı. Çarmıhta ölüp dirildi. Bunu bizim için ve aynı zamanda tüm dünyada ki günahkârlar için yaptı.

Petrus’un okuyucuları ve Nuh ve ailesi birbirine çok benzeyen durumda yaşamışlar. Hem Nuh ve ailesi hem de ilk İsa Mesih imanlıları kendilerine karşı çevrilen zorluklara karşı dayanmışlardır. Ve kötülükle dolu dünyada yaşamışlardır Nuh’un Tanıklığı güçlüydü. Ve İlk İsa Mesih imanlılarının tanıklıkları güçlüydü. Ve güçlü olması gerekiyordu. Onların acı çekmeye hazır olmaları gerekiyordu. İsa Mesih Ruhta onlara gidip duyurmuş. Bunun anlamı Nuh’un Söyledikleri aracılıyla. İsa Mesih, Ruhu aracılıyla duyurmuş. İlk imanlılar aracılıyla da İsa Mesih duyurulacak. Tanrı’nın Nuh’un gemisi aracılıyla sadece sekiz kişi olsa bile tanrı hala kurtaran bir tanrıdır.

Ruhta gidip bunları zindanda olan ruhlara da duyurdu.

Bu ayette gecen “Ruhta gidip” terimi, buradaki Ruh’un Kutsal Ruh olduğunu göstermektedir.
Bu gerçek, 18’ inci ayetin son kısmından da kolayca anlaşılabilmededir.

1.Petrus 1:1 l ’de gecen “Mesih’in Ruhu”, yani Kutsal Ruh. Eski Antlaşma peygamberleri aracılığıyla insanlara konuşmaktaydı. Tanrı, Yaratılış 6:3’te Ruh’un, yani Kutsal Ruh’un, tufan öncesi dönemlerde yaşayan insanlara gösterdiği sabrın artık sınıra dayandığını belirtiyordu.

Yaratılış 6:3’RAB, “Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür” dedi, “İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak.”

2.Petrus 2:5’te Nuh’tan, “Doğruluk yolunu bildiren kişi” olarak söz edilmektedir.

Bunlar, Nuh’un vaaz ettiği canlı insanlardı.Nuh’un ağzından, gelmekte olan tufan uyarısını ve bunun karşısında, gemiye binildiğinde gelecek olan kurtuluş vaadini duymuşlardı. Bu duyuruyu reddettiler ve azgın suların ortasında boğularak can verdiler.

Bu sorunun yanıtı bir sonraki ayette verilmektedir.

1.Pe 3:20 Bir zamanlar, Nuh’un günlerinde gemi yapılırken, Tanrı’nın sabırla beklemesine karşın bu ruhlar söz dinlememişlerdi. O gemide birkaç kişi, daha doğrusu sekiz kişi suyla kurtuldu.

Burada, zindanda olan ruhların kimlikleri açıkça ortaya çıkıyor. Bu kişiler, bir zamanlar… söz dinlememişlerdi. Söz dinlemedikleri dönem, Nuh ’un günlerinde gemi yapılırken, Tanrı’nın sabırla beklediği günlerdi. Sonuçta ise, sadece birkaç kişi, daha doğrusu sekiz kişi suyla kurtuldu.

Şimdi isterseniz bu noktada duralım ve genel bir baskı ve zulmün yaşandığı günlerde yazılan bu mektupta gelişen düşünceleri şöyle bir hatırlayalım.

Petrus’un bu mektubu yazmış olduğu Mesih inanlıları, kendi iman hayatları ve tanıklıkları
Nedeniyle acı çekmekteydiler. Belki de kendilerine şunu soruyorlardı: Mesih inancı gerçekse, egemenlik sürmemiz gerekirken niçin bunca acıyı çekmek zorunda kalıyoruz?

Eğer Mesih inancı doğru ve gerçek olan tek inançsa, niçin bu kadar az inanlı var?
Petrus birinci soruyu yanıtlamak için dikkatleri İsa’ya çekiyor. İsa doğruluk uğruna acı çekmiş, hatta ölüme bile gitmişti. Ama Tanrı O ’nu dirilterek yüceltti (22’nci ayete bakınız).

Petrus ikinci olarak Nuh’tan söz ediyor.

Tanrı’nın bu sadık hizmetkarı tam 120 yıl boyunca, Tanrı’nın bütün yeryüzünü suyla yok edeceğini duyurarak insanları’ sürekli uyarmıştı. Oysa insanlar ona sadece alay ve imansızlıkla karşılık verdiler. Ama Tanrı, Nuh’un sözlerini, onu ve ailesini tufandan kurtararak doğruladı. Gemide birkaç kişi, daha doğrusu sekiz kişi suyla (sudan) kurtuldu.

Dikkat edin, bu ayette onlar su tarafından kurtarıldılar değil, sudan kurtuldular diyor.

Burada gecen su bir kurtarıcı değil, Tanrı’nın onları güvenlik içinde geçirdiği bir yargıydı.
Bu sözleri ve sonraki ayeti doğru bir şekilde anlayabilmemiz için gemi ile tufanın ne anlama geldiklerini görmemiz gerekir.

Buradaki gemi Rab İsa Mesih’i, Tufan ise Tanrı’nın yargısını simgelemektedir.

Kurtuluşa giden tek yol gemiydi. Tufan geldiğinde sadece geminin içerisinde bulunanlar kurtuldular. Geminin dışında kalanların hepsi, azgın sularda boğulup yok oldular.
Bunun gibi, kurtuluşun tek yolu İsa Mesih’ tir. Mesih’te olanlar, Tanrı’nın kurtarışıyla kurtulmuşlardır.

Mesih’e iman etmeyenler ise zaten kayıptırlar ve bundan daha fazla kaybolamazlar!
Burada İnsana kurtuluşu su kazandırmadı. Çünkü geminin dışında kalan herkesin boğularak öldüğünü okuyoruz. Kaçılacak ve sığınılabilecek tek yer gemiydi. Gemi, su yargısından geçti, dalgalara ve fırtınalara hedef oldu. Ama gemide bulunan insanlar bundan hiçbir zarar görmediler.

İsa Mesih’te, günahlarımızın karşılığı olan Tanrı’nın yargısına tek başına göğüs germiştir.
Bu nedenle, Mesih’te olanlar yargılanmayacaklardır.
Yuh.5:24″Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir.

Dünya sular altında kalmıştı. Buna rağmen gemi, içindeki imanlıları suyla yenilenmiş bir yaradılışın güvenliğine doğru taşıyordu. Bunun gibi, Kurtarıcıya iman edenler, ölüm ve yıkım arasından, güvenlik içerisinde diriliş toprağına ve yeni bir yaşama kavuşturulurlar.

1.Pe 3:21 Bu olay vaftizi simgeliyor. Bedenin kirden arınması değil, Tanrı’ya yönelen temiz vicdanın dileği olan vaftiz, İsa Mesih’in dirilişiyle şimdi sizi de kurtarıyor.

Nuh ve ailesi kurtulmak için nasıl gemiye bindiyse, biz de hayatımızı tek Kurtarıcı olan İsa’nın ellerine teslim etmeliyiz. Bunu yaptığımızda O’na benzer oluruz. İşte o zaman gerçek anlamıyla Mesih’le birlikte çarmıha gerildik.

Gal 2:20 Mesih’le birlikte çarmıha gerildim. Artık ben yaşamıyorum, Mesih bende yaşıyor. Şimdi bedende sürdürdüğüm yaşamı, beni seven ve benim için kendini feda eden Tanrı Oğlu’na imanla sürdürüyorum.

O’nunla birlikte gömüldük.

Rom.6:4 Baba’nın yüceliği sayesinde Mesih nasıl ölümden dirildiyse, biz de yeni bir yaşam sürmek üzere vaftiz yoluyla O’nunla birlikte ölüme gömüldük.

Bütün bu gerçekler inanlının vaftizinde gözlenebilir.

Kısaca Vaftiz töreni nedir?

Ruhsal olarak gerçekleşen şeylerin, şekilsel olarak dıştan gösterilmesidir.
Buna göre biz, Mesih’ in ölümüne vaftiz oluyoruz. Yani suyun içine girip battığımız zaman, İsa ile birlikte gömüldüğümüzü kabul ediyoruz. Sudan çıktığımızda da O’nunla birlikte dirildiğimizi ve yeni bir hayata adım attığımızı gösteriyoruz.

Bizi kurtaran bu simgesel olay, yani vaftiz, Mesih’in çarmıhtaki vaftizidir. Bu vaftizle O’na benzer oluyoruz. Yani O’nun yaşadıklarına bizler de ortak oluyoruz. Su vaftizi O’nunla olan özdeşliğimizi temsil etmektedir.

Bunu şu şekilde sıralayabiliriz:

O’na Rabbim ve Kurtarıcım olarak iman ettiğim zaman, ruhsal olarak O’nun ölümü, gömülüşü ve dirilişine ortak oluyorum. O’nun ölümden dirilmiş olduğunu bilmem, temiz bir vicdana sahip olma yönündeki ihtiyacımı karşılamıştır. Su vaftiziyle yaşamış olduğum ruhsal kurtuluşu çevreme açıkça göstermiş oluyorum.

1.Pe 3:22 Göğe çıkmış olan Mesih, Tanrı’nın sağındadır. Bütün melekler, yetkiler ve güçler O ’na bağlı kılınmıştır.

Rab İsa Mesih ölümden dirilerek Baba’sının yanına geri döndü. Bugün göktedir. Ancak gözle görünmeyen, elle tutulmayan bir ruh olarak değil, et ve kemikten oluşan, ancak yüceltilmiş bir bedene sahip biri olarak. Bedende, çarmıhtan kalma yara izlerini sonsuza dek taşımaktadır.

Bu yara izleri, O’nun bize olan sevgisinin sonsuz ve kalıcı göstergesidir.

Rabbimiz İsa. Tanrı’nın sağındadır. “Tanrı’nın sağında olmak” terimi şu anlamlara gelir:

Güç:Sağ el, genellikle sol elden daha güçlü olduğu için, güç ya da yetki kavramları
yerine kullanılmaktadır (Mat.26:64).

Onur(şeref): Mesih. Tanrı’nın sağına yükseltilmiştir (Elc. 2:33; 5:31 de okuyabiliriz).

Rahat: Mesih, bitirmiş olduğu iş nedeniyle göklerde, Yüce Olan’ın sağında oturdu
(İbr. 1:13; 8:1 ve 10:12’ye de okuyabiliriz).
Buradaki rahat, bir işi tamamlamış olmanın verdiği rahatlık ve huzurdur. Yorgunluktan kurtulmak için dinlenmek değildir.

Aracılık:Elçi Pavlus, Mesih’ in Tanrı’nın sağında ve bizim için aracılık etmekte
olduğunu yazıyor.
“ Kim suçlu çıkaracak? Ölmüş, üstelik dirilmiş olan Mesih İsa, Tanrı’nın sağındadır ve bizim için aracılık etmektedir” (Rom.8:34).

Üstünlük:“ Bu, Tanrı’nın, Mesih’i ölümden diriltirken ve göksel yerlerde sağında oturturken O’nda sergilediği ustun güçle aynı anlamdadır.

Tanrı, O ’nu bütün yönetimlerin, hükümranlıkların, güç ve egemenliklerin, yalnız bu cağda değil, gelecek cağda da anılacak bütün adların çok üstüne çıkardı”
Efesliler 1:20-21

Egemenlik: İbraniler 1:13’te Baba Tanrı, Oğul’a şöyle sesleniyor: “ Ben düşmanlarını senin ayaklarının altına serinceye dek sağımda otur.”

Bu egemenlik 1.Petrus 3:22’de daha da acık bir şekilde vurgulanıyor:

“Mesih Tanrı’nın sağındadır. Bütün melekler, yetkiler ve güçler O’na bağlı kılınmıştır. Melekler, yetkiler ve güçler, kuşkusuz her rütbedeki göksel varlığı kapsamaktadır.

Bunların hepsi ölümden dirilen ve yüceltilen Mesih’in hizmetkârlarıdır halde bu, Rabbimizin iyilik yapmak için çekmiş olduğu elem deneyimiydi. İnsanlar O’nu, hem beden almadığı dönemde Nuh aracılığıyla vermiş olduğu tanıklıkta, hem de İnsanoğlu olarak yeryüzüne ilk gelişinde reddettiler.Ama Tanrı O ’nu ölümden dirilterek sağma yükseltti.

BU AYETLERDEN NE ALABİLİRİZ?

Petrus’un bu mektubunu ilk okuyan inanlıların öğrendikleri ve bugün bizim de öğrenmemiz gereken ders şudur.

Doğru ve iyi olanı yaptığımız için tepkilerle karşılaşıyor ve bu yüzden çeşitli acılara katlanmak zorunda kalıyorsak üzülmeyelim. Çünkü Kurtarıcımızın yeryüzündeyken aldığı tepkilerden daha iyilerini hiçbir şekilde hak etmiyoruz.

Bu durumda kendimizi şu vaatle teselli edelim:

Eğer Tanrı’nın çocuklarıysak, aynı zamanda mirasçıyız. Mesih’le birlikte yüceltilmek üzere Mesih’le birlikte acı çekiyorsak, Tanrı’nın mirasçılarıyız, Mesih’le ortak mirasçılarız.

Kanım şu ki, bu anın acıları, gözümüzün önüne serilecek yücelikle karşılaştırılmaya değmez
Romalılar 8:17-18

Normalde iyilik yaptığımız için acı çekmeyeceğiz, ama acı çekersek korkmamıza gerek yok.

Ayetleri “Siz dostlarıma söylüyorum, bedeni öldüren, ama ondan sonra başka bir şey yapamayanlardan korkmayın.
Kimden korkmanız gerektiğini size açıklayayım: Kişiyi öldürdükten sonra cehenneme atma yetkisine sahip olan Tanrı’dan korkun. Evet, size söylüyorum, O’ndan korkun.
Luka 12:4–5

Tanrı insanlardan büyüktür. Sadece O korkmamıza layıktır. Ve O bizi o kadar çok sevdiği için ve bizi kurtarmak için biricik oğlunu günahlarımıza karşılık ölmesi için dünyaya gönderdi.
Her zaman İsa Mesih’in sözünü paylaşmaya razı olalım. Bu dünyanın ona ihtiyacı var.
Hepsinin İsa Mesih’te bulunan kurtuluşa ihtiyacı var. Bizde onlar gibi karanlıktaydık ama biz onun müjdesini duyup ona iman ettik. Onlarda duysunlar, Onlarda iman etsinler, Tanrı Çevremizdeki insanları seviyor. Bizde sevelim, onun sevgisi ile ilgili olarak konuşalım.

İbraniler şunu söyler:

İbr 12:2 Gözümüzü imanımızın öncüsü ve tamamlayıcısı İsa’ya dikelim. O kendisini bekleyen sevinç uğruna utancı hiçe sayıp çarmıhta ölüme katlandı ve Tanrı’nın tahtının sağında oturdu.
Ne yaşarsak’ ‘Gözümüzü imanımızın öncüsü ve tamamlayıcısı İsa’ya dikelim. Kendisini bekleyen sevinç uğruna utancı hiçe sayıp çarmıhta ölüme katlandı ve Tanrı’nın tahtının sağında oturdu.”
Bizi bekleyen sevinç var. Bizi bekleyen sevinç odur. Ne olursa olsun biz onunla olacağız.
İsa Mesih için dayanalım. O dayandı ve O dayanmamıza layıktır.

Vahiy bölümüyle bitireceğim:

Tahttan yükselen gür bir sesin şöyle dediğini işittim: “İşte, Tanrı’nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O’nun halkı olacaklar, Tanrı’nın kendisi de onların arasında bulunacak. Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı.”

Tahtta oturan, “İşte her şeyi yeniliyorum” dedi. Sonra, “Yaz!” diye ekledi, “Çünkü bu sözler güvenilir ve gerçektir.”
Vahiy 21:3-5