Her birimizin duyduğu veya bazen söylediği bir sözü hatırlatmak isterim.
Her yol Roma’ya çıkar diye . duydunuz mu?
Aslında Kutsal kitabi okuduğumuzda ve paylaştığımızda her yol İsa Mesih’i göstermektedir.her şey İsa Mesih’te tamamlanmaktadır.Kutsal kitabın hangi bölümünü neresini okursanız okuyun hangi bölümünü paylaşırsanız paylaşın sonunda bu yol İsa Mesih’i ve Tanrı’nın insanlar için sağladığı kurtarış planını gösterir. Tabii bu insanların bakış açısına göre değişir.
Şimdi sizlerle 1.Timoteos 2. Bölümden paylaşmak istiyorum.ilk 6 Ayet.
1. Timoteos 2:4 O bütün insanların kurtulup gerçeğin bilincine erişmesini ister.
Tanrı’nın arzusu bütün insanların kurtulup gerçeğin bilincine erişmesidir.
Tanrı dini, dili, milliyeti, cinsiyeti, yaşı, başı ne olursa olsun, her insanın kurtulmasını ve gerçeğin bilincine erişmesini istiyor. Sadece birkaç kişi değil 100- 500- 10.000 kişi değil herkesin tüm insanlığın, gelmiş, geçmiş ve gelecekte ki tüm insanlığın kurtulmasını istiyor.
Çünkü Tanrı… Sevgidir. Tanrı, sevgisinden ötürü bütün insanları kurtuluşa kavuşturmak istiyor.
Bu istek ve bu arzu her birimizde var mı çünkü rab bu arzunun ve isteğin bizlerde olmasını istiyor.
Rom.10: 11-13okuyalım
Rom.10: 11 Kutsal Yazı, “O’na iman eden utandırılmayacak” diyor.12 Çünkü Yahudi Grek* ayrımı yoktur, aynı Rab hepsinin Rabbi’dir. Kendisine yakaranların tümüne eli açıktır 13 “Rabbe yakaran herkes kurtulacak diyor. şunu söyleyebilirim.
Şimdi Aramızda henüz kurtulmamış, gerçeğin bilincine varmamış olanlar varsa, Rab önce onların kurtulmasını istiyor, sonra annenizin ve babanızın, oğlunuzun ve kızınızın, amcanızın ve teyzenizin, hepsinin kurtulmasını ve gerçeğin bilincine erişmesini istiyor.
Bunun için zaten 1. Timoteos 2:2-3’te şöyle diyor:
Her şeyden önce şunu öğütlerim: Tanrı yoluna tam bir bağlılık ve ağırbaşlılık içinde sakin ve huzurlu bir yaşam sürelim diye, krallarla bütün üst yöneticiler dâhil, bütün insanlar için dilekler, dualar, yakarışlar ve şükürler sunulsun. Böyle yapmak iyidir ve Kurtarıcımız Tanrı’yı hoşnut eder.
Elçi Pavlus dua ile ilgili 4 konu sıralıyor: “Dilek, dua, yakarış ve şükür.”
İlk üç yani Dilek, dua, yakarış konu arasındaki farklılıkları ortaya koymak kolay değildir.
Günümüzde yakarış denince, içten bir şekilde arzu ile yalvarma anlaşılırsa da, burada belirli bazı gereksinimler için dilekte bulunma söz konusudur.
Dualar ise genel bir terimdir ve Tanrı’ya saygıyla olan her türlü yaklaşımı kapsar.
Dilekler sunma ise, başkaları için yakarışta bulunma anlamına gelir.
Şükür ise, Rabbimizin lütfünü ve iyiliğini belirtmek ve yüreklerimizi şükranla O’na dökmektir.
Ayeti özetlemek gerekirse, bütün insanlar için dua ederken hamtla dolu, alçakgönüllü, güvenilir ve şükreden kişiler olmamız gereklidir.
Krallar ve bütün üst yöneticiler özel olarak hatırlatılıyor.
Bu kişilerin dualarımızda özel bir yeri olmalıdır. Pavlus başka ayetlerde yönetimlerin Tanrı tarafından kurulduğunu (Rom. 13:1) ve bizim iyiliğimiz için Tanrı’nın hizmetinde olduğunu söylüyor (Rom. 13:4).
Tanrı’ya duyulan Derin saygıdan kaynaklanan iyi ve kutsal bir yaşamı vurgulamaktadır. Krallarla bütün üst yöneticiler… için dualar. Yer.29:7; 1Pe.2:13-14
Pavlus bu sözleri yazdığında yönetimde zalim imparator Neron (İS 54-68) bulunmaktaydı.
bu ayetin önemi daha da büyük .-Onun Mesih inanlılarına ettiği zulümler, ilk Hıristiyanların yöneticileri için dua etmelerine engel olmamıştır.
Bunun için bütün insanlar için dilekler, dualar, yakarışlar ve şükürler sunulsun. Çünkü Tanrı sadece bazı kişilerin değil, “herkesin” kurtulmasını ve gerçeğin bildirisini istiyor.
Biz bunu insanlara söylüyoruz: Diyoruz ki, “Tanrı seni seviyor, senin kurtulmanı ve gerçeğin bilincine erişmeni istiyor.” Adam veya karşımızdaki kişi diyor ki,
“Benim dinim var zaten”. Tamam, ama Tanrı yine de senin kurtulmanı ve gerçeğin bilincine erişmeni istiyor. Hala kurtulmamış sın ki! Eğer tek Aracı olan İsa Mesih’i bulmadın sa, henüz kurtuluşa erişemedin.
Bir başkası diyor ki, “Sağ ol, ben zaten Allah’a inanıyorum.” Tamam, ama ne fark eder ki? Diyor.
Tanrı senin de kurtulmanı ve gerçeğin bilincine erişmeni istiyor. Eğer tek Aracı olan İsa Mesih’i bulmadın sa, henüz kurtuluşa erişemedin demektir bizler insanlara bunu açıklamaya çalışıyoruz. Bu iyi haberi paylaşıyoruz.
İncil kurtuluş yolu konusunda mutlak bir dille şöyle diyor:
1Ti.2:5-6 Tek Tanrı ve Tanrı’yla insanlar arasında tek aracı vardır. O da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa’dır. Uygun zamanda verilen tanıklık budur.
İsa Mesih insan olup bu dünyada yaşadı ve kendisini bütün insanlığın günahları için kurban olarak sundu. İnsanlar bu gerçeğin bilincine erişmedikçe kurtulmayacaklardır.
Tanrı bir olduğu gibi, O’na giden tek bir yol vardır, Onunla aramızda tek bir aracı vardır:
O da Mesih İsa dır.
İsa şöyle dedi: Yu.14:6 Yol, yaşam ve gerçek Benim. Benim aracılığım olmadan kimse Baba’ya gelemez. Yine başka bir yerde şöyle diyor: Elç.4.12 Başka hiç kimsede kurtuluş yoktur. Bu göğün altında insanlara bağışlanmış, bizi kurtarabilecek başka hiçbir ad yoktur.
İsa Mesih kendisini çarmıhta fidye olarak sunmuştur.
Fidye nedir? Tutsak düşmüş, rehin alınmış birinin kurtarılması için ödenen ücret değil mi?
Mat.20:28 de Şöyle yazıyor :Nitekim İnsanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve canını bir çokları için fidye olarak vermeye geldi.
O halde, aklımıza bir soru geliyor: İsa bizi nereden kurtarmak için kendisini fidye olarak sundu?
Rom.3:23 Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı.
Bu ne yazık ki insanların kabullenmekte en çok zorluk çektiği gerçeklerden biri.
Kimse günah işlediğini kabullenmek istemez. Herkes kendisini sütten çıkmış ak kaşık sanır.
Hep kendisi haklıdır. Hiç hata yapmamıştır. Ağzından hiç yalan yanlış bir söz çıkmamıştır.
Aklından hiç başkasının kötülüğünü geçirmemiştir. Kimseden nefret etmemiştir.
Hiç kibirlenmemiş, gururlanmamış, böbürlenmemiştir. Hep başkaları suçludur, günahlı dır, ama biz kendimizi her zaman temiz, haklı ve doğru görürüz. Oysa Tanrı’nın gözünden bakınca durum çok farklı! Her insan günah işliyor ve bu nedenle her insan Tanrı’nın yüceliğinden yoksundur,
kopuktur, ayrıdır.
Şimdi İsa Mesih, günah işleyenlerle ilgili olarak şöyle diyor:
Yu.8:34 İsa, “Size doğrusunu söyleyeyim, günah işleyen herkes günahın kölesidir” dedi.
Şimdi anlıyoruz. Neyin tarafından rehin alındığımızı?
Neye tutsak olduğumuzu ve neden kurtarılmamız gerektiğini… Bizler günaha tutsaktık. Benliğimizin ve yüreğimizin derinliklerinde günah egemenlik sürüyordu. … Sadece bu gerçeği kabul etmiyorduk.
Fidye, Tutsak bir kişinin özgür kılınması için ödenmesi gereken ücrettir.
Acaba günahın ücreti neydi?
Günahtan kurtulmak ve Tanrı’nın gözünde özgürlüğe kavuşmak için kaç para ödenmesi gerekiyor?
Acaba kaç tane sevap işlersek Tanrı günahlarımızı bağışlar? Acaba günahlarımdan kurtulmak için günde kaç saat tespih çekmeliyim? Tespih çekmek sadece İslamiyet için geçerli değildir.
Katolikler ve Budistlerde tespih çekmektedir.
Günahın ücreti bunların hiçbiri değildir.
Hiç biri günahı kaldıramaz ve temizleyemez. Günahın tek bir ücreti vardır, o da ölümdür.
Hez.18:20 Ölecek olan günah işleyen kişidir.
Oysa Tanrı ölüm Tanrısı değil, yaşam Tanrısıdır. Nefret Tanrısı değil, sevgi Tanrısıdır.
Tanrı’nın isteği insanın mahvolmaması, günahtan özgür kılınarak sonsuz yaşama kavuşmasıdır.
İşte bu nedenle, İsa Mesih kendisini fidye olarak sundu. Bizim ölüm ücretimizi kendisi çarmıhta ödedi. Böylece bizi günahın elinden özgür kıldı.
Rom.3:25-26 Tanrı Mesih’i, kanıyla günahları bağışlatan ve imanla benimsenen kurban olarak sundu.
Mesih’in çarmıhta akıtılan kanı günahlarımızı bağışlattı ve biz bu bağışlanmaya iman yoluyla kavuşuyoruz.
Yu.8:36 Bunun için, Oğul sizi özgür kılarsa, gerçekten özgür olursunuz,
Tüm insanları tüm ulusları tüm halkları günahın köleliğinden Tanrı’nın Oğlundan başkası özgür kılamaz.
Peygamberler, hocalar, hacılar, papazlar, rahipler, Budistler, ermişler…
Bunları istediğiniz kadar ziyaret edin; istediğiniz kadar adak adayın, kurban kesin, dilek dileyin…
Bunların hiçbiri biziler özgür kılamaz, Mesih İsa tek aracıdır.
İnsanlar falanca yatıra, filanca hazretlerine gidip şefaat diliyorlar. Onlar sizin için şefaat edemezler. Onlar kimse için aracılık edemezler. Onlar öldüler…
Oysa İsa Mesih yaşıyor ve bizim için sadece İsa aracılık edebilir.
Rom.6:6-11 okuyalım birlikte
6 Artık günaha kölelik etmeyelim diye, günahlı varlığımızın ortadan kaldırılması için eski yaradılışımızın Mesih’le birlikte çarmıha gerildiğini biliriz. 7 Çünkü ölmüş kişi günahtan özgür kılınmıştır.8 Mesih’le birlikte ölmüşsek, Onunla birlikte yaşayacağımıza da inanıyoruz.9 Çünkü Mesih’in ölümden dirilmiş olduğunu ve bir daha ölmeyeceğini, ölümün artık O’nun üzerinde egemenlik sürmeyeceğini biliyoruz.10 O’nun ölümü günaha karşılık ilk ve son ölüm olmuştur. Sürmekte olduğu yaşamı ise Tanrı için sürmektedir.11 Siz de böylece kendinizi günah karsısında ölü, Mesih İsa’da Tanrı karsısında diri sayın.
Rom.10: 11-18 Kutsal Yazı, “O’na iman eden utandırılmayacak” diyor. 12 Çünkü Yahudi Grek* ayrımı yoktur, ayni Rab hepsinin Rabbi’dir. Kendisine yakaranların tümüne eli açıktır.
13 “Rab’be yakaran herkes kurtulacak.”14 Ama iman etmedikleri kişiye nasıl yakaracaklar? Duymadıkları kişiye nasıl iman edecekler? Tanrı sözünü yayan olmazsa, nasıl duyacaklar?
15 Sözü yaymaya gönderilemezlerse, sözü nasıl yayacaklar? Yazılmış olduğu gibi: “İyi haber müjdeleyenlerin ayakları ne güzeldir!”16 Ne var ki, herkes Müjde’ye uymadı. Yeşaya’nın dediği gibi: “Ya Rab, verdiğimiz habere kim inandı?” 17 Demek ki iman, haberi duymakla, duymak da Mesih’le ilgili sözün yayılmasıyla olur.18 Ama soruyorum: Onlar duymadılar mi? Elbet duydular. “Sesleri bütün yeryüzüne, Sözleri dünyanın dört bucağına ulaştı.”
Rab sizleri bereketlesin.