Bergama, Asya’nın eski başkentidir. Tepe üzerinde kurulmuştur. Grekçe’de “Yüksek kule” anlamına gelir. İsa Mesih, üçüncü seslenişi Bergama’daki kilise üyelerine yapmıştır. 1. yüzyıl bitmeden Anadolu’nun Bergama Kenti’nde bir kilise kurulmuştur. İncil’in bu kente nasıl ulaştığını bilmiyoruz. Büyük olasılıkla Pavlus’un Efes’teyken “her gün Tiranus’un toplantı salonunda” yaptığı tartışmalar sonucunda Asya’da yaşayan gerek Yahudi gerek Grek herkesin Tanrı’nın sözünü duymasıyla oldu.1
Hristiyanlığın çevrede yayılmasında önemli bir rol oynayan bu kent İzmir’e bir saatlik mesafededir. Efes’te yaşayan Yuhanna, Bergama kilisesine Antipa’yı önder atar. İmparator Dominitianus döneminde büyük sıkıntıdan geçtiler. İsa Mesih kendini “İki ağızlı keskin kılıca sahip olan” olarak tanıtır.2
Bergama, imparatora tapınan sapkın bir tarikatın Anadolu’daki merkeziydi. “Şeytanın tahtı oradadır” sözüyle Zeus Tapınağı, Asklepion Sunağı, Dionisios onuruna yapılmış olan kült 3 tanımlanmak istenmiştir.
Bergama, antik dünyanın en tanınmış kentidir. Antenius tarafından Kleopatra’ya armağan edilen kütüphanesi çok ünlüydü. Mısır’dan papirüs getirilmesi yasaklandığında ürettikleri ve “Pergamon kağıdı” adını verdikleri inceltilmiş keçi derisinden yapılan parşömeni, antik dünyanın en gelişmiş tedavi merkezi Asklepion ve tapınaklarıyla da tanınırdı. Zeus’un ünlü tapınağı da oradaydı.4
Pavlus ya da müjdeci arkadaşlarının Bergama’ya geldiklerine ilişkin kesin kanıtlar yoktur. 1. yüzyıl bitmeden Anadolu’nun birçok yerlerine İncil müjdesi ulaşmıştı. Baskılara, zorluklara ve düşmanlara rağmen insanlar Mesih’e iman ediyorlardı. Bergama kilisesi, Mesih’e sadakatinden dolayı övülüyor. Kilise önderi Antipa, Rab İsa’ya tanıklığından dolayı şehit edilmiş. Buna rağmen kilise Mesih’e sadık kalmış. Bergama kilisesi imparatora tapınmayı reddetmekle bilinir.
Rab’bin Yuhanna aracılığıyla Bergama kilisesine gönderdiği bildiri şudur:
Bergama’daki kilisenin meleğine yaz. İki ağızlı keskin kılıca sahip olan şöyle diyor: ‘Nerede yaşadığını biliyorum; Şeytan’ın tahtı oradadır. Yine de adıma sımsıkı bağlısın. Aranızda, Şeytan’ın yaşadığı yerde öldürülen sadık tanığım Antipa’nın günlerinde bile bana olan imanını yadsımadın. Ne var ki, birkaç konuda sana karşıyım: Aranızda Balam’ın öğretisine bağlı olanlar var. Putlara sunulan kurbanların etini yemeleri, fuhuş yapmaları için İsrailoğulları’nı ayartmayı Balak’a öğreten Balam’dı. Bunun gibi, sizin aranızda da Nikolas yanlılarının öğretisine bağlı olanlar var. Bunun için tövbe et! Yoksa yanına tez gelir, ağzımdaki kılıçla onlara karşı savaşırım. Kulağı olan, Ruh’un kiliselere ne dediğini işitsin. Galip gelene saklı mandan vereceğim. Ayrıca, ona beyaz bir taş ve bu taşın üzerinde yazılı olan yeni bir ad, alandan başka kimsenin bilmediği bir ad vereceğim.’5
- Kutsal Kitap, Elçilerin İşleri 19:8-12.
- Kutsal Kitap, Vahiy 2:12
- Hanspeter Tiefenbach, Yedi Kiliseye Mektup, s.39-52; Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, s.327-359
- Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, s.327-359
- Kutsal Kitap, Vahiy 2:12-17