Yeni doğmuş bebekler gibi, hilesiz sütü andıran Tanrı sözünü özleyin ki, bununla beslenip büyüyerek kurtuluşa erişesiniz. —1.Petrus 2:2
Kimse bebek gibi görülmek istemez. Küçük çocuklar bile olduklarından daha büyük olduklarında ısrar ederler. Bununla birlikte Tanrı’nın karşısındaki yerimizi gerçekten anlarsak Petrus’un bize bebek gibi olmayı neden tavsiye ettiğini kolayca görebiliriz. Bu karşılaştırmadaki önemli nokta bebeklerin ihtiyaç duydukları süte olan kuvvetli arzularıdır. Onu çok istemektedirler. Ebeveynlerin, özellikle yeni ebeveynlerin bebeğin ihtiyaçlarını mümkün olduğu kadar çabuk karşılama istekleri bu yüzdendir. Biliyorlar ki, aç bir bebek sütünü alana kadar ağlamayı bırakmayacaktır. Petrus, Tanrı Sözü’ne olan arzumuzun, bebeğin süte karşı olan doymak bilmez arzusu gibi olması gerektiğini anlatıyor. Tanrı Söz’ünde iyice doyana kadar memnun olmamalıyız. Midemiz için yiyecek yemeği o kadar kolay buluyoruz ki! Bu yemek arzusu Tanrı Sözü’ne olan isteğimizin nasıl olması gerektiğini bize gösteriyor.
Arzu edeceğimiz Söz “katıksız”dır. Eğer Tanrı’nın katıksız Sözü’nün zevkini tadarsak daha fazlasını isteyeceğiz. “Katıksız” kelimesi Tanrı Sözü’nün sulandırılmamış, başka bir şeyle karıştırılmamış olduğunu anlatmaktadır. Eğer bir bebeğin sütüne acı ya da biberli bir yiyecek katarsan büyük ihtimalle onu sevmeyecektir. Aynı şekilde Tanrı Sözü insanın fikirleriyle ya da felsefesiyle karıştırılmamıştır. İnsanların dünya hakkında düşündükleri ya da nasıl işlemesi gerektiği hakkında bize bahseden bir kitap değildir. Tanrı Sözü bize Tanrı’nın Kral olduğunu ve Krallığı’nın ruhsal olduğunu anlatmaktadır. “Beden” ile karışmamıştır. (Yuhanna 3:6)
Bu süte olan arzumuzun amacı; onu içmemiz ve böylece kurtuluş yönünde büyümemiz içindir. Mesih’e ilk inandığımızda başladığımız yaşamda günahta gittikçe ölüp doğrulukta gittikçe büyüyoruz. Kutsal Kitap bu gerçeği açıkça yazıyor. Yaşam ilk değişimle durmaz. Tam tersine, o sadece bir başlangıçtır. Bu inanç yaşamımızda büyümek için yemeğe ihtiyacımız var. Yiyeceğimiz Tanrı Sözü’ndedir. Söz’ü anlamakta büyümezsek, iman ve itaatte de büyüyemeyeceğiz. Tanrı’nın amacı bizi gittikçe Oğlu’na benzetmektir. Bu yüzden Tanrı’nın isteği bu katıksız sütten her gün ve düzenli olarak içmemizdir.
Petrus’a göre gerçekten ”Rabb’in şefkatini tatmamız”, Tanrı Sözü’ne olan kuvvetli arzumuzu yarattı. Aç bir insan yemeğin tadına baktığı zaman daha çok yemek yemeyi isteyecektir. Tanrı Sözü’ne olan arzumuz kuvvetli olduğu zaman bizi düzenli bir şekilde Söz‘ünden “içmeye” ve “yemeye” götürecektir. Tadına baktığımız bu Söz Rabb’in şefkatiyle tatlandırılmıştır. Söz‘ünden beslendiğimiz sürece Rabb’in şefkatinden ve lütfundan daha fazla nasipleniriz. Büyümek için ihtiyacımız olan şey kesinlikle budur. O’nun Oğlu gibi düşünüp hareket edebilmemiz için her adımda Tanrı’nın lütfuna ihtiyacımız vardır. Bu lütuf Tanrı Sözü aracılığıyla verilir.
Tam bir daire çizdik. Eğer Tanrı’nın şefkatinden tartıysak daha fazlasını arzularız. O’nun katıksız sütünü daha fazla arzularsak ondan daha derinden içeriz. Ondan içtikçe Oğlu’nun görünümüne daha fazla dönüştürüleceğiz ve O’nun şefkatine daha fazla susayacağız. Tanrı’nın çocuğu bebeğin sütünü arzuladığı gibi Tanrı Sözü’nü arzulayacaktır. Susuzluğunu kaybettin mi? Tanrı’ya bu arzuyu sana geri vermesi için dua et. O’nun isteği budur:
Saf sütü andıran Tanrı Sözü’nü özleyin.