Benimle birlikte RAB’bin büyüklüğünü duyurun, adını birlikte yüceltelim. —Mezmur 34:3
Bir yiyeceğin gerçekten güzel olduğunu bilmek için onu tatmanız gerekir. Aynı şey tadabileceğimiz göksel hazineler için de geçerlidir. Sadece Mesih’in kanı aracılığıyla erişebilen gerçek zenginliklerden pay almazsak onların hakiki bereketlerini hiçbir zaman bilemeyiz.
Vücudumuzu beslemek için çok ihtiyacımız olan yiyecekleri tatmaya ve yemeye benzer. Çok lezzetli görünen bir şeye bakarsanız, onun iyi olduğunu aklınızda önceden belirlersiniz. Ama aslında gerçekten de iyi olup olmadığını bilmezsiniz.
Tanrı çocuğu için şöyle bir soru var: Hayatınıza tanıklık edenler, onu çok iyi görünen bir şey olarak mı algılıyor? Hristiyan yaşamının iyiliği sizin hayatınızda görünüyor mu? Dünyanın sunduklarından daha mı çekici? Bir çocukla ilgili bir hikâye vardır: Bir şeyin tadına bakmadığı halde, iyi olmadığına karar vererek onu yememek için ağlıyordu. Yemeye zorlandığınıp yediğinde bu sefer de yemek çok güzel olduğu ve daha çok yemek istediği için yeniden gözyaşlarına boğulmuştu!
Ruhsal bakımdan açlıktan ölen zavallı aç canlar da gelip Rab’den pay alacaklar mı? Rab’bin iyiliğini bir tatsalar kuşkusuz, gözyaşlarıyla daha fazlasını isteyeceklerdir.
Yeni doğmuş bebekler gibi, hilesiz sütü andıran Tanrı sözünü özleyin ki, bununla beslenip büyüyerek kurtuluşa erişesiniz. Çünkü Rab’bin iyiliğini tattınız. —1.Petrus 2:2, 3.