Bir pazar akşamı, eşim ateşler içinde inleyerek yatıyordu ve uyuyamıyordu. Ben de onun yanında uzanıyor, onun için dua ediyordum. Aslında temel olarak onun için dua etmiyordum. Ciddi anlamda ruhsal bir bocalama dönemindeydim ve bu bocalama da dualarımın çoğunu tüketiyordu. Ama Tanrı’nın değerli vaatleriyle umut dolduğum ve O’na şükranlarımı sunduğum o anı hatırlıyorum. Aniden, Tanrı’daki sevincim alışılmadık bir yoğunluk kazandı. Hem tarif edilemez hem de bastırılamaz bir şeydi. Tanrı neredeyse yanı başımdaymış gibiydi. Neredeyse mest olmuştum ve huşuyla ibadet etmekten başka bir şey yapamazdım. O an derhal, hiç kuşkusuz, Pam için dua edersem, iyileşeceğini biliyordum. Elimi sırtına koydum, İsa’nın adıyla basit bir dua ettim ve elimde hemen onun vücut ısısının düşüşünü hissettim. Uyuyakalmıştı. Sonrasında tümüyle iyileşmiş bir şekilde uyandı.

Birkaç yıl önce bir arkadaşımı ziyarete gittiğimde, onu bir boyunlukla gördüm. Bana boyun omurlarından bazılarını zedelediğini ve doktorun kendisine omuriliğini zedelememesi için yanlış hareket yapmama uyarısında bulunduğunu söyledi. Bu arkadaşım için zorlu bir durumdu. Kendisi belden aşağısı felç olan inançsız bir adamla ilgilenmekte olan bir bakıcıydı. Sakatlığı onun işvereni olan bu adam için gereken bazı şeyleri yapmasını imkânsız kılıyordu. Arkadaşım için dua ettim ve özel olarak Rab’be onu o günün devamında iyileştirmesi için dua ettim (niçin böyle dua ettim bilmiyorum). Ama günün devamında, yatağında dinlendiği sırada, arkadaşım aniden boynuna sanki “ayar” yapıldığını hissetti. Sanki özel bir masörün yapacağı türden bir ayardı bu. Ayağa kalktı ve tümüyle iyileştiğini fark etti. Sonrasında tüm görevlerini yerine getirmeye başladı ve inançsız işvereniyle de bu hikâyeyi paylaşma imkânı buldu.

Günümüzde Şifa

Ben kilisenin şifa için dua etmesi gerektiğine inanıyorum. Buna inanma sebebim kendi naçizane deneyimlerim değil. Buna inanıyorum çünkü Yeni Antlaşma, Ruh’un bu armağanı (ve başka armağanları) kiliseye verdiğini söylüyor (1.Korintliler 12:8–11) ve beni bunu gayretle arzulamaya yöneltiyor (1.Korintliler 14:1). Tanrı’nın ara sıra, tıpkı benim dualarımda olduğu gibi, O’nun egemen isteğine uygun olduğu zamanlarda şifa dualarına yanıt verdiğine inanıyorum (İbraniler 2:4).

Tanrı şifa armağanını verdiğinde, bunun sebebi her zaman İsa Mesih’i yüceltmek ve bizi Müjdesi’ne inanmaya yönlendirmektir. Hiçbirimizin bir bedeni iyileştirme yetkisi yoktur. Bu yetkiye sahip olan tek kişi Yaratan’dır (Elçilerin İşleri 3:12–13). Bu yüzden her zaman İsa’nın adıyla dua ediyoruz. Ayrıca Tanrı birisini iyileştirdiğinde, bunu kilisenin ortak yararı için ve dünyaya bir tanıklık olarak yapmaktadır.

Pavlus bize şifanın, diğer tüm armağanlar gibi, kilisenin “ortak yararı” için olduğunu söylemektedir (1.Korintliler 12:7). Hristiyanların yaşadıkları her hastalığın veya sakatlığın iyileştirilmesini beklememesi gerekir. Bu çağda, şifa armağanı istisna bir durumdur, bir norm değildir ve hizmet ettiği “ortak yarar” çok yönlüdür. Benim naçizane örneklerimde, şifa eşim için sükut dolu bir merhamet, benim için imanda teşvik, arkadaşlarım için ihtiyaçlarının sağlanması, Müjde paylaşma fırsatlarının doğması ve şüphesiz birçok başka fayda anlamına gelmekteydi. Şifa hiçbir zaman kişisel olarak verilen bir bereket değildir. Kilisenin “ortak yararı” için ve hizmeti için verilir.

Dünyaya Tanıklık

Yeni Antlaşma, şifanın dünya için Tanrı Egemenliği’nin Şeytan’ın hükümranlığındaki karanlık bölgeleri işgal etmekte olduğunun bir işareti olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Şifa ölüm hükümranlığının ve bu boş çağın, kurtuluş dolu bir sona yaklaştığına bir tanıklıktır (Romalılar 5:17; 8:20).

İsa bu yüzden, “havralarda öğretiyor, göksel egemenliğin Müjdesi’ni duyuruyor, halk arasında rastlanan her hastalığı, her illeti iyileştiriyordu” (Matta 4:23). Bu yüzden Onikiler’i ve sonrasında da Yetmişler’i yollarken, “onlara bütün cinler üzerinde ve hastalıkları iyileştirmek için güç ve yetki verdi. Sonra onları Tanrı’nın Egemenliği’ni duyurmaya ve hastalara şifa vermeye gönderdi” (Luka 9:1–2, 10:9). Ayrıca yine bu yüzden Elçilerin İşleri’ndeki imanlılar, zulüm tehlikesiyle yüz yüze kaldıklarında, “Senin sözünü tam bir yüreklilikle duyurmak için biz kullarına güç ver. Kutsal Kulun İsa’nın adıyla hastaları iyileştirmek için, belirtiler ve harikalar yapmak için elini uzat” diye dua ettiler (Elçilerin İşleri 4:29–30).

Şifa, bildirilen Müjde’ye tanıklık etmek içindir (Elçilerin İşleri 14:3). Tanrı Egemenliği’nin Şeytan’ın hükümranlığını elinden aldığının gözle görülür bir biçimde sergilenmesidir. Ayrıca şifa, Tanrı’nın gelmekte olan nihai zaferinin bir habercisidir. Şifa için dua ettiğimizde, bir başka şekilde “Egemenliğin gelsin” diye dua etmiş olmaktayız (Matta 6:10).

Tanrı Şifa Vermediğinde

Elbette Tanrı her şifa duasını cevaplamamaktadır. Bunun nihai sebebi, O’nun Tanrı olması ve en iyisini bilmesidir. Bu armağanı kendi isteği uyarınca bahşeder (İbraniler 2:4). Bu nedenle eğer O’nun isteği değilse, şifanın o anda en iyi “ortak yararı” sağlamayacağından veya O’nun Egemenliği’nin en iyi bildirisi olmayacağından ve bu yüzden de şifaya kavuşmanın bizim için en iyisi olmayacağından da emin olabiliriz. Tanrı hastalıkları ve sıkıntıları bizim imanımızın gelişmesi, alçakgönüllülüğümüzün artması, O’nun kudretli, yeterli lütfunu deneyimleyebilmemiz ve sevincimizin artması için, harika, güzel ve kutsallaştırıcı şekillerde kullanmaktadır (2.Korintliler 9:7–10).

Ama Kutsal Kitap bize aynı zamanda şifanın, diğer ruhsal armağanlar ve meyve veren işler gibi, bizdeki iman eksikliğinden ötürü bastırılabildiğini de öğretmektedir (Markos 6:5–6; Matta 9:22; 9:29; Luka 17:19). “İman eksikliği”, hastalıkla boğuşan insanlara utançla vuracağımız bir sopa değildir. Bu, ilk olarak kendimize sormamız gereken tanısal bir sorudur. Tanrı’nın kendi çocuklarına şifa da dahil olmak üzere iyi armağanlar vermekten hoşlandığına inanıyor muyuz? O’ndan imanla dileyecek cesareti gösteriyor muyuz? Tanrı’nın cevaplamayacağına inandığımız için, güçsüz görünmek istemediğimiz için, hayal kırıklığına uğramak istemediğimiz veya Tanrı’yı kötü göstermek istemediğimiz için bu armağanı aramayı ihmal ediyor muyuz? Eğer imanımızın küçük olduğunu fark edersek, yapılacak en iyi şey istemektir. Daha fazla iman için istekte bulunabilir ve şifa için dua etmeye başlayabiliriz.

Şifa armağanı da kolaylıkla ihmal edilebilir. Ben buna ikna olmuş durumdayım. Eskiden şifa için daha çok dua ederdim ve daha çok şifa görürdüm. Son yıllardaysa o kadar dua etmedim ve dolayısıyla o kadar şifa da görmedim. “Elde edemiyorsunuz, çünkü Tanrı’dan dilemiyorsunuz” (Yakup 4:2). Kararlı olun ve bana katılın. Bu deneyimi daha fazla yaşamaya devam etmeyelim.

Şifa İçin Dua Edin

Şifa için dua etmeli miyiz? Evet! Yeni Antlaşma bize, İsa’nın yüceliği için Tanrı’dan bu armağanı bahşetmesini dilemeyi öğretiyor. Hastalar için dua edin. Tanrı bu dualara sadece iyilikle yanıt verecektir! Küçük iman ve küçük beklentilere kanaat etmeyin. İmanı körükleyin! Bu armağanı içtenlikle isteyin. Pavlus’la birlikte, kilisenizin ortak yararı için şifayı içtenlikle arzulayın. Elçilerin İşleri’ndeki kutsallarla birlikte, Egemenlik Müjdesi’nin dünyaya tanıklık olması için bu armağanı dileyin.

Bir uyarı: Şifa Şeytan’ın sonunun habercisi olduğundan dolayı, Şeytan buna her fırsatta karşı çıkacak ve bunu bozmaya çalışacaktır. Müjde’yi paylaşırken olduğu gibi, şifa konusunda iman adımını atarken de kendinizde kuşku, suçlama, korku ve çeşitli başka teşvik kırıklığıyla dolu saldırılarla karşılaşmaya hazır olun. Çoğu zaman bir dönüm noktası yaşamadan önce, bir baskı dönemine katlanmamız gerekir.

Şifa için nasıl dua etmeliyiz? Kutsal Kitap bunun bir formülünü vermemekte ama birkaç örnek sunmaktadır. Basit bir ifadeyle, Tanrı’dan dileyin. Hastayı iyileştiren, imanla edilen duadır (Yakup 5:15). Kutsal Kitap’taki en açık talimatlardan biri, ihtiyarların hasta kişi için dua etmesidir (Yakup 5:14). Şifa için dua etmek yalnızca ihtiyarların alanına giren bir şey değildir (1.Korintliler 12:8–9) ama eğer bir ihtiyarsanız, şifa için dua etmek hizmet çağrınızın kesinlikle bir parçasıdır.

Şifa için dua etme eylemi, gösteriş dolu bir eylem olmamalıdır. İsa çoğu zaman şifa anının gösterişini en aza indirgemeye çalıştı. İnsanların Müjde ormanını gözden kaçırıp mucize ağaçlarına takılmasını istemedi. Şeytan gösteriş dolu bir şovmendir. Şifa nerede rant sağlamak amacıyla abartılıyorsa, orada sahtelik vardır.

Tanrı şifa dualarını yanıtladığında, şifa bulma hikâyelerini sevinçle diğer kutsallarla ve Tanrı’nın fırsat verdiği ölçüde Hristiyan olmayan kişilerle paylaşın. Çünkü Tanrı’nın şifada peşinde olduğu şey, kutsalların ortak yararı ve kendi gerçekleşmiş-ama-tamamlanmamış Egemenliği’nin dünyaya beyanıdır.

—Jon Bloom

 

(c) Müjde Birliği. Asıl makaleye şuradan erişebilirsiniz: https://mujdebirligi.com/makaleler/ogrenci-yetistirme/sifa-icin-dua-etmeliyiz/