Resim: Ferdinand Stöhr

Bu yüzden Egemen RAB diyor ki, “İşte Siyon’a sağlam temel olarak bir taş, denenmiş bir taş, değerli bir köşe taşı yerleştiriyorum. Ona güvenen yenilmeyecek. —Yeşaya 28:16

İsrail’in Tanrı’nın önündeki ruhsal durumuna dikkat ettiğimizde halkın Tanrı’nın isteğinden uzaklaştığını görüyoruz. Ruhsal bakımdan derin bir fakirlik ve ihtiyaç içindeydiler. 7. ayet onlar için,“şarabın ve içkinin etkisiyle yalpalayıp sendeliyor… yanlış görümler görüyorlar, kararlarında tutarsızlar” der. Peygamberler ve kâhinler bile yozlaşmıştı. 15. ayet, yalanları kendilerine sığınak yaptıklarını, hilenin ardına gizlendiklerini söyler.

Ama Tanrı, değerli bir köşe taşı ve sağlam bir temel olan İsa’yı göndermeyi vaat etmişti. İsa, bu insanların Tanrı’nın önündeki yerleri konusundaki bütün kuşkuları ortadan kaldıracaktı. İsa, Kendisini sevenler için bir temel, reddedenler için bir tökez taşıdır.

Üzerlerine yargı inmesi gerektiğinde Rab, İsrail’i kendisine çok kısa gelen bir yatakta yatan ve örtüsü sarınamayacağı kadar küçük olan bir adama benzetmişti.

Bizler İsrailliler’i düşündüğümüzde kendimizi onlardan üstün görmüşüzdür. Ama yüreklerimizde Tanrı olmadan biz de aynen onlar gibi oluruz ve bazen de öyleyizdir. Kendi yaptığımız işlerde kendimizi güvende ve doğru hissederiz.

Ancak Tanrı’nın yüreklerimizde “Adaleti ölçü ipi, doğruluğu çekül yapmasını…” (Yeşaya 28:17) arzuluyorsak, sığınak haline getirdiğimiz yalanları alıp götürmesine ve sahip olduğumuzu sandığımız “güvenli” yeri yok etmesine izin vermeliyiz.

Yaşamlarımızı O’na teslim edip O’nun istediklerini yapmasına izin verdiğimizde Tanrı yaşamlarımızın Kendisi için ürün vermesine neden olabilir.

Harika öğütleri ve mükemmel işlerinden ötürü Rab’be övgüler olsun.

İtiraf benliğimizi zorlasa da, ruhumuz için iyi bir şeydir.