Resim: Aaron Burden
Kutsal Kitap’tan Okunacak Bölüm: Yeşu 7:1–12
Günahlarını gizleyen başarılı olmaz, itiraf edip bırakansa merhamet bulur — Süleyman’ın Özdeyişleri 28:13
Eriha’nın büyük surları artık tüten bir kül yığınıydı ve İsrailoğulları yollarına devam etmeye hazırdı. Bir sonraki kent küçük bir kent olduğundan ve yol çoğunlukla yokuş olduğundan Ay kentini almak için grubun sadece bir kısmı gönderilmişti. Ne yazık ki orada İsrailliler cesaretlerini kıran ezici bir yenilgi yaşadılar. Bu savaşın sonuçlarından biri de, “Korkudan İsrailliler’in dizlerinin bağının çözülmesiydi” (Yeşu 7:5).
Yeşu, bu kriz saatinde Rab’be yakararak bilgelik istedi. Rab ona beklenmedik bir yanıt verdi: Ordugâhta günah vardı! “İsrailliler günah işlediler… İşte bu yüzden İsrailliler düşmana karşı tutunamıyor…” (Yeşu 7:11, 12).
Bu Eski Antlaşma öyküsü, günümüzde de hâlâ doğru olan bir ilkeye örnektir. Tanrı’nın bereketlerinin hayatımızda kalabilmesi için günah konusunda gerekenin yapılması gerekmektedir. İtiraf edilmeyen günah, felaket ve yenilgi getirir. Hristiyanlar’ın geçmişin itiraf edilmemiş günahlarına bağlı alanlarında kör noktalar olması sık görülen bir durumdur. Günahın etki çevresi çok geniştir ve çarpık düşünce kalıpları da onun yan etkilerden biridir. Kutsal Yazılar bize zamanın sonunda aldatıcılığın çok yaygın olacağını açıkça bildirir. Ruhumuzun düşmanı olan İblis’e, tam temizlik yaşamadığımız alanlarda düşünce kalıplarımıza erişme izni verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Hayatımın o yenilgi içindeki alanında unutulmuş ve itiraf edilmemiş bir günah olup olmadığını Göksel Babamız’a sormaya mutlaka değecektir. O zaman eğer gözlerimizin daha çoğuna açılmasını istiyorsak yapılması gerekenleri yapma konusunda sadık olmalıyız. Aldanma, itiraf edilmemiş günah için ödenecek korkunç bir bedeldir.
Golgota’nın kanı, bizim örtüsünü açmadıklarımızı örtemez.