Sizde iyi bir işe başlamış olan Tanrı’nın bunu Mesih İsa’nın gününe dek tamamlayacağına güvenim var.
Bugünkü okuma parçamızda, inanlı yaşamımıza paralellikler görmekteyiz. Şimdi yaşam denizindeyiz ve yolculuğumuzun sonunda cennet adlı o görkemli kıyıya erişmek istiyoruz.
Bazen yaşam denizinin ortasında öteye beriye savruluruz ve gecenin ortasında rüzgâr, İsa’nın öğrencileri için olduğu gibi bizim için de şiddetlenir. O gece öğrenciler için durumun nasıl olduğunu hayal edebiliriz. Tekne dalgalarla inip çıkıyor ve suyla doluyordu, rüzgâr yüzlerine kuvvetle çarpıyordu. Karşı kıyıya erişme umutlarını kaybetmek üzereydiler.
Ama bakın sonra kim geldi. İsa suyun üzerinde yürüyerek geldi. İsa her zaman vaktinde gelir. Teselli edici sözler söyler: “Cesur olun, benim, korkmayın!” (Matta 14:27). Bu sözler, sıkıntılarda bize yardım edecek ve onları atlatmamızı sağlayacaktır. Tanrı her zaman vaktinde yetişir ve yardım etmeye hep hazırdır.
Bu anlatımda da yine cesur olan Petrus’tu. “Ya Rab” dedi, “Eğer sen isen, buyruk ver suyun üstünden yürüyerek sana geleyim” (Matta 14:28). Petrus, İsa’nın bunu yapmasına yardım edebileceğine iman ediyordu ama suları gö-
rünce imanını kaybetti ve batmaya başladı. Hayatımıza sıkıntılar geldiğinde, rüzgâr bize karşı estiğinde, sorunlardan ambale olup batmaya başladığımızda biz de sıkça aynı şeyi yaparız. Petrus gibi, “Ya Rab, beni kurtar!” diye yakarırız ve İsa derhal yardımımıza koşar. Elini uzatır, bizi kaldırır ve tüm sıkıntı ve denenmelerimizde taşır.
Ayrıca, İsa’nın tekneye adım attığı andan itibaren rüzgârın durduğunu ve etrafın süt liman olduğunu da görüyoruz. Ben suyun anında sakinleştiğine inanıyorum. Bizim hayatımızda da ne olursa olsun, durum aynıdır. Her şeyi O’na teslim edip kendimizi O’nun isteğine emanet ettiğimizde aynı huzuru yaşayabiliriz.
İsa’ya dayanın: Sonuna dek size yardım edecektir!
