Resim: Monkey Business Images
Her şeyden önce birbirinizi candan sevin. Çünkü sevgi birçok günahı örter. — 1. Petrus 4:8
Elçi Petrus bize birbirimizi candan sevmeyi buyuruyor. Ne demek istiyor? Bu ayetin diğer çevirileri şöyledir: “Birbirinize olan sevginiz coşkun olsun” (Kitab-ı Mukaddes Çevirisi), “Birbirinizi içtenlikle sevin” (Thomas Cosmades Çevirisi) ve “kendi aranızda coşkun sevgi olsun” (Bünyamin Candemir Çevirisi). “Birbirini candan sevmek” derin, gayretli ve cömert olan, birçok günahı örtmeye yetecek kadar güçlü bir sevgiyi ifade eder. Petrus, sevginin zengince çoğaldığı yerde, yanlışların kolayca sindirildiğine ve yola devam edildiğine inanmaktadır.
Size hayatınızda bu tür candan olan, günahlarınızın çokluğuna göz yumacak kadar derin bir sevgi duyan kimse oldu mu? Bu tür candan sevgiyi düşündüğümde, gözümün önüne büyük anne ve babam gelir. Onların sevgisi bütün kusurlarımı örterdi; onlara yakın olmak lütfun ve cömertliğin bolca tadını çıkarmak gibiydi. Acaba aynı şeyi sizin ve benim için söyleyebilecek kimse var mıdır? Kimseyi böyle candan seviyor muyuz? Tanrı bizim candan sevmemizi ister çünkü gerçek sevgi birçok suçu hoş görebilmektedir.
Süleyman’ın Özdeyişleri 19:11 şöyle der: “Sağduyulu kişi sabırlıdır; kusurları hoş görmesi ona onur kazandırır.” Bir suçu hoş görmek, Kutsal Kitap’a uygun ve meşru bir bağışlama tarzıdır. Kutsal Yazılar bize bağışlamanın birçok kez Rab’bin huzurunda yüreğinizde tek taraflı ve koşulsuz olabileceğini öğretir. Suçlu kişiyle resmi olarak yüzleşmeden ve böyle bir şey istenmeden hoş görmeyi seçmek –haksızlığa maruz kalıp bağışlamak– mümkündür.
Elbette bu şekilde bağışlanabilecek en bariz günahlar, küçük ve istenmeden işlenen suçlardır. Evlendiğim zaman, kayınpederim bu konuda konuşmuştu. Beni ve kocamı, evlilikte küçük şeyleri mesele etmeyin diyerek teşvik etti. Bu tavsiyenin ne kadar sık akla geldiği beni gerçekten şaşırtır. Bana verilen en iyi evlilik tavsiyesi budur çünkü evlilikteki çoğu günah küçük şeylerden ibarettir. Asıl zor olan yürekte bağışlama işini Rab’le yaptığınızı varsayarak, suçlu kişiyi günahıyla yüzleştirmenin gerçekten gerekli olup olmadığını düşünün.
Bazen yüzleştirmek iyidir. Örneğin, ilişkinize kalıcı hasar veren bir günahı göstermek iyidir çünkü bu durumda yüzleştirmek, ilişkiye verilmiş olan hasarın onarılmasını sağlayabilir. İnsanları başka bir kişiye, suçluya ya da Tanrı’nın ismine ciddi zarar verecek suçlarla yüzleştirmek de önemlidir. Böyle durumlarda, yüzleştirme birisini korur ve hatta suçlu kişiyi tövbeye ve değişime götürebilir. Yüzleştirmek iyi olabilir ama bunu yapmadan da tümüyle bağışlayabiliyor musunuz diye düşünmek de iyidir.
Düşünceli olun. Mümkün olduğu zaman günahı hoş görün ve gerekli olduğu zaman karşıdaki kişiyi günahla yüzleştirin. Her şekilde, niyetiniz candan sevmek olsun.
Bu hafta biri sizi gücendirdiğinde, bu suça karşılık vermeden bir ya da iki gün bekleyin. Kendime şöyle dediğim bilinir: “Emin değilsen, çeneni kapa.” Suç gerçekten yüzleştirme gerektiriyor mu ya da acıya katlanıp, bağışlayıp, yüzleştirme olmadan yola devam edebiliyor musunuz diye Rab’le birlikte düşünün.