Bir kaç gün önce  ülkemizde ve İslam ülkelerinde Ramazan ayı veya Oruç günü başladı .Bende düşündüm ki biz İsa imanlıları orucu nasıl biliyoruz ve oruç tutmalı mıyız , tutuyorsak nasıl bir düzenek içerisinde bunu yapıyoruz.  Aramızda Oruç tutanlarımız vardır, herhalde KUTSAL KİTABA baktığımızda bir çok bölümlerde oruç’un önemi amacı ve nasıl olması gerektiği anlatılıyor.Belki bütün kutsal kitabın  içindeki orucu anlatmak zaman alır ama ben kısaca size neden oruç tutmalıyız bunu paylaşmak istiyorum.

Birçok kişi, “Nasıl  Oruç  tutmalıyım? Ne kadar oruç tutmalıyım? Ne sıklıkta oruç tutmalıyım?
Orucumu nasıl bozmalıyım?”
gibi sorular sorar.  Önce oruç tutmanın ne olduğunu tanımlayarak hafızamızı tazelememizin yararlı olacağım düşünüyorum.  “Oruç tutmak, ruhsal amaçlardan ötürü yemek yemekten uzak durmaktır”dır.  Normalde içeceklerden değil, sadece katı yiyeceklerden uzak durmak anlamına gelse de Kutsal Kitap’ta insanların hem yiyecek ve hem de içecekten uzun bir süre uzak durduklarını görüyoruz.

1. Kendini Alçaltmak İçin Oruç Tutmak                                                                                              

Oruç tutmanın birinci amacı kendini alçaltmaktır. Kendimizi Tanrı’nın önünde alçaltmamız için Tanrı’nın Kendisi tarafından atanmış olan Kutsal Kitap’a dayalı bir yoldur. Kutsal Kitap boyunca Tanrı, halkından Kendisinin önünde kendilerini alçaltmalarını ister.Kutsal Kitap’ ta birçok parça bunu vurgular. Size İncil’den dört örnek vermek istiyorum:                        

“Kim kendini bu çocuk gibi alçaltırsa, Göklerin Egemenliğinde en büyük odur” (İncil:Mana 18:4).

“Kendini yücelten alçaltılacak, kendini alçaltan yüceltilecek-tir” (İnci Matta 23:12).

Rab ‘bin önünde kendinizi alçaltın, O da sizi yüceltecektir” (İncil:Yakup 4:10).

Uygun zamanda sizi yüceltmesi için, kendinizi Tanrı ‘nın kudretli eli altında alçaltın” (İncil: l.Petrus5:6).

Kutsal Kitap’ ta Tanrı bizlere kendimizi alçaltmanın kesin ve pratik bir yolunu göstermiştir. Davut, kendini alçaltmak için oruç tutma yolunu seçtiğini gösterir:

“Oruç tutarak kendimi alçaltın” der (Zebur:Mezmur 35:13).

2. Tevrat’ in Yeşaya Kısmındaki Oruçla İlgili Bölüm

Bu bölüm {Tevrat:Yeşaya/İşaya 58) Eski Antlaşma’da oruçla ilgili bölümler içinde en önemlilerinden biridir.Bu bölümde Yeşaya iki değişik oruç türünü tanımlar. 3-5’ci ayetlerde Yeşaya, Rab için makbul olmayan oruç türünü tanımlar.Sonra 6-12’ci ayetlerde Tanrı’yı çok hoşnut eden orucun nasıl olduğunu anlatır.Birinci oruç türünün yanlış yanı, temelde bunu yapanların amaçları ve tutumlarında yatar...

Niçin oruç tuttuk da görmüyorsun? Canımızı alçatıtık da bilmiyorsun? diyorlar. İşte siz orucunuz gününde işinizin peşindesiniz. Ve bütün işçilerinizi sıkıştırırsınız.İşte siz kavga ve çekişme için ve kötülük yumruğuyla vurmak için oruç tutuyorsunuz; bugün öyle oruç tutmuyorsunuz ki yüksek yerde sesinizi işittiresiniz. Benim seçtiğim oruç,- insanın canını alçaltacağı gün böyle mi olur? Saz gibi başını eğmek mi?…” (Tevrat:Yeşaya 58:3-5).

Burada sözü edilen insanlar için oruç tutmak sadece dinin gerektirdiği, yapılması gereken bir işti.  İsa’nın zamanında ferisiler tarafından tutulan oruç bu tür bir oruçtu.Bu tür oruç ta gerçek anlamda bir tövbe ya da kendim alçaltma yoktu. Tam tersine bütün normal işlerini, bütün kötü tutumlarını ve hırslarını, bencilliklerini, gururlarını ve insanlar üzerindeki baskılarını sürdürüyorlardı.

“Başım saz gibi eğmek” bazı dindar Yahudiler tarafından uygulanan bir dua biçimidir. Böyle dua ederken başlarını iki yana sallarlar ve adet yerini bulsun diye  bir dizi duayı tekrar ederlerdi.Diğer yandan, Tanrı’yı hoşnut eden türdeki oruç, bunun tam zıttı olan amaçlar ve tutumlardan kaynaklanır.6.ayet Yeşaya bu tür orucun ardındaki amacı tanımlar: “Kötülük zincirlerini açmak, boyunduruk bağlarını çözmek ve ezilmiş olanları özgür kılmak ve her boyunduruğu kırmak.7’ci ayette Yeşaya) Tanrı için makbul oruç türünün bir par­çası olan, diğer insanlara özellikle de gereksinim içinde ve baskı altında olan insanlara karşı tutumları tanımlar.“Kendi ekmeğini aç olanla paylaşmak ve yurtsuz düşkünleri kendi evine getirmek ve çıplağı görünce üstünü örtmek ve kendi etinden olandan kaçmamak değil mi?”

Bu tür oruca etrafımızdaki insanlara özellikle de maddi ve parasal konularda yardımımıza ihtiyacı olan “kişilere karşı içten ve pratik bir sevgi eşlik etmelidir. Yeşaya bir kez daha Tanrı için makbul olmayan tür oruçla bağlantılı olan yanlış tutumlar konusunda uyarıda bulunur ve gerçek ve pratik sevgiyle bu tutumlar arasında bir kıyaslama yapar.

Eğer boyunduruğu, parmak uzatmayı ve fesat söylemeyi ortanızdan kaldırman ve canının çektiği şeyi aç olana verirsen ve alçaltılmış canı doyurursan…” (Tevrat:Yeşaya 58:9-10).

“Boyunduruk, parmak uzatmak ve fesat söylemek” üç sözcükle özetlenebilir: şeriata olmak, eleştiri ve içten olmamak.

Şimdi, Yeşaya’da. Tanrı için makbul olan orucu tutanlara vaat edilen bütün bereketlere bakalım:

Bu bereketler 8.ayetten 12.ayetin sonuna kadar birbiri ardından gelen aşamalar halinde sıralanmışlardır.

İlk olarak,Yeşaya sağlık ve doğruluk bereketlerini tanımlar .O zaman ışığın tan gibi doğar ve yaran çabuk et sürer ve senin önünden kendi doğruluğun yürür ve Rab ‘bin yüceliği seni korur” (ayet 8).

Yeşaya 9’cu ayette yanıtlanan duanın ne büyük bir bereket olduğunu tanımlar: O zaman imdada çağıracaksın ve Rab cevap verecek; feryat edeceksin ve: ‘İşte buradayım’ diyecek.” Burada Tanrı’yı her zaman orada, her duayı yanıtlamaya ve her ihtiyacı karşılamaya hazır olarak görüyoruz.

Bundan sonra Yeşaya yol gösterme ve semereli olma bereketini tanımlar.

” O zaman karanlık içinde ışığın doğacak ve koyu karanlığın öğle vakti gibi olacak ve daima Rab sana yol gösterecek ve kurak yerlerde senin canını doyuracak ve kemiklerini kuvvetlendirecek ve sulanmış bir bahçe gibi ve suları tükenmeyen bir kaynak gibi olacaksın (ayet 10-11).

Son olarak Yeşaya, yeniden bina edilme bereketini tanımlar:” Ve senden çıkacak olanlar eski harabeleri bina edecekler; çok nesillerin temellerini dikeceksin ve sana: ‘Gedik kapatan, memlekette oturulsun diye yolları eski haline koyan’ denilecek” (ayet 12).

3. İsa’nın Hayatında Oruç

Oruç tutmak, İsa’nın ve İncil deki  İnanlılar topluluğunun hayatı ve hizmetinin her zaman bir parçası olmuştu.

İlk olarak İncil de bildirildiği gibi Rabbimiz kendisi oruç tutmuştu.

“Kutsal Ruh ‘la dolu olarak Şeria nehrinden dönen İsa, Ruh’un yönlendirmesiyle çölde dolaştırılarak kırk gün süreyle İblis tarafından denendi. O günlerde hiçbir şey yemedi. Dolayısıyla bu sürenin sonunda acıkmıştı” (İncil Luka 4:1-2).

İsa sadece yemek yemeyerek oruç tutmaya, halka dönük hizmetine başlamadan önce çölde kırk gün oruç tutarak örnek olmuştur.

İncil Matta 4:2, “Kırk gün kırk gece oruç tuttuktan sonra acıktı” der.

Bu kırk gün boyunca İsa’nın su içtiği anlaşılıyor çünkü bu kadar uzun süre su içmeven biri acıkmadan önce susayacaktır.  Bu yüzden Kutsal Kitap’ın, “susadı” demeyip, “acıktı” demesi İsa’nın yemek yemediğini ama su içtiğini göstermektedir.  Bu örnek, eğer Şeytan’a karşı zafer kazanacaksak oruç tutmanın hayatlarımız için çok önemli olabileceğini göstermektedir .İsa’nın yaşamında orucun sonucunun ne olduğuna dikkat edin.

İncil Luka 4:14 şöyle der:”İsa, Ruh’un gücüyle donanmış olarak Celile’ye döndü. Kendisiyle ilgili haber bütün bölgeye yayıldı.

İsa çöle gittiğinde İncil “Kutsal Ruh’la dolu olduğunu” söyler.Ama kırk gün oruç tuttuktan sonra çölden döndüğünde,

“Kutsal Ruh’un gücüyle donanmış olarak” döndüğünü söyler.  İsa’nın yaptığı işlerin oruç tutmayla başladığını belirtmek istiyorum. İsa’nın yaptığı diğer işlerde O’nu izlemek istiyorsak bizim de İsa’nın başladığı yerden yani oruç tutmaktan başlamamız bana mantıklı görünüyor.İsa, havarilerine de oruç tutmaları gerektiğini öğretti. Dağdaki Vaaz’de havarilerine,

“Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanıza oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllen­direcektir” dedi (İncil Matta 6:1718).

İsa, doğru şekilde ve doğru amaçlarla oruç tutardan ödüllendireceğini vaat eder. Çok önemli bir söze dikkat edin.

İsa, “_Oruç tuttuğunuz zaman” dedi. “Oruç tutarsanız” demedi. Eğer “tutarsanız” deseydi oruç tutmama olanağım açık tutmuş olurdu. Ama “Oruç tuttuğunuz zaman” dediğinde tabii ki oruç tutacaklarını varsaymıştı.
Oruç tutmak sadece jsa tarafından yapılan bir şey olmakla kalmamış ilk İnanlılar topluluğu tarafından da yerine getirilmişti. İncil Elçilerin İşleri 13:1-3’de Antakya’daki İnanlılar topluluğu hakkında şunları okuyoruz:

4. ilk inanlılar Topluluğunda Oruç Tutma

“Antakya ‘daki inanlılar topluluğu içinde bazı peygamberler ve öğreticiler vardı: Barnaba, Niger denilen Şimön, Kireneli Lukyus, bölge kralı Hirodes ‘le birlikte büyümüş olan Menahem ve Saul [Burada beş adamın ismi verilmektedir]. Bunlar Rab ‘be tapınıp oruç tutarlarken Kutsal Ruh kendilerine şöyle dedi: “Barnaba ‘yla Saul kendilerini çağırmış olduğum görev için bana ayırın.'” Böylece oruç tutup dua ettikten sonra, Barnaba ‘yla Saul ‘un üzerine ellerini koyup onları yolcu ettiler.

Kutsal Ruh’un buyruğuyla yola çıkan Bamaba’yla Saul, Selefkiye ‘ye gittiler, oradan da gemiyle Kıbrıs ‘a geçtiler”  (İn­cil: Elçilerin İşleri 13:1-4).

Ayrıca insanların bireysel olarak da oruç tuttukları kaydedilmiştir. Musa oruç tutmuştur, Davut oruç tutmuştur, İlyas oruç tutmuştur ve İsraillin krallarından birçoğu oruç tutmuş, ve  halklarını da oruç tutmaya yöneltmiştir. İncil:Elçilerin İşleri kısmında, ilk inanlılar topluluğunun özellikle müjdecileri yollarken ve yerel toplulukların ihtiyarlarını (önderlerini) seçerken gurup  halinde oruç tuttuğunu görüyoruz.Birçok kimse bizlerin oruç tutmadığımızı düşünür ama bu tuhaf bir tutumdur. Kutsal Kitap, Tanrı halkının düzenli olarak oruç tuttuğuyla ilgili örneklerle doludur.Oruç tutmak aynı zamanda Hinduizm, Budizm ve İslam gibi dünyanın diğer büyük dinlerinin de kabul edilmiş bir uygulamadır.

5. Oruç Tutmanın Amacı Nedir?

Oruç tutmanın Kutsal Kitap’a. dayalı birçok nedeni vardır. Size bunlardan birkaçını vermek  istiyorum. (1) İlk olarak, oruç tutmanın Kutsal Kitapsal amaçlarından biri kendimi alçaltmam dır.  Davut, “Oruç tutarak canımı alçalttım demiştir.

  • Oruç tutmanın bir başka’ nedeni de Tanrı’ya yaklaşmaktır Kutsal Kitap, eğer Tanrı’ya yaklaşırsak O’nun da bize yaklaşacağını söyler.
  • Oruç tutmak için bir başka neden de,” Tanrı Sözü’nü anlamak için oruç tutulmasıdır.
  • Oruç tuttuğum zamanlar dua ederken Tanrı’nın Sözü’nü daha derin bir biçimde anlamama yardımcı olması için .
  • Oruç tutmak için bir başka önemli neden de, Tanrı’nın isteğinin ne olduğunu anlamak ve yaşamımızda bize yol göstermesidir

Tevrat:Ezra 8:21 ‘de Ezra, “Tanrımızın önünde alçakgönüllü davranmak, O’ndan kendimiz, çocuklarımız, mallanma ‘ için güvenli bir yolculuk dilemek üzere orada, Ahava ırmağı yanında oruç ilan ettim” der.

Oruç tutarak kendimi alçaltıp bana yol göstermesi için dua ettiğimde Tanrı bana doğru yolu gösterecektir.

  • Oruç tutmanın bir başka yaygın nedeni de. İyileşmek için oruç tutmaktı

Tevrat: Yeşaya 58:8, “Çabuk iyileşirsin” der. Bu, kötü ruhlardan kurtulma konusuna da uygundur, İsa’nın Kendisi iyileştirme ve kurtarma işine girmeden önce kırk gün oruç tuttu.

  • Özel bir kriz zamanında ya da normal yollarla başa çıkamayacağımız kadar büyük bir sorun çıktığında, Tanrı’nın olaya el atmasına ihtiyacımız olduğunda da oruç tutabiliriz.
  • Kutsal Kitap ta Oruç tutmanın bir başka nedeni de başka insanlar için dua edip yakarmaktır. İnanlılardın, kurtulmamış insanlar akrabalar için ettikleri duanın yanı sıra bir de oruç tuttuklarında Tanrı’nın dualarını nasıl yanıtladığı ve bu konuda bir sürü tanıklık vardır.

6. Oruç Tutmak için Nasıl Hazırlanmalıyım?

Hazırlık hakkında söylemek istediğim ilk şey, oruç tutmaya başlarken ki kafa yapımızdır. Bu, oruç tutmanın başarılı olup olmamasıyla yakından ilgilidir.Oruç tutmaya olumlu bir imanla yaklaşmamız gerektiğine inanıyorum:  Oruç tutmamız Tanrı’nın isteğidir ve Tanrı Kendi isteğine uygun olarak oruç tuttuğumda beni bereketleyecektir şeklinde düşünmeliyiz.Oruç tutmanın Tanrı’nın isteği olduğuna inanmamın nedeni, Kutsal Kitap’ın bunun Tanrı’nın isteği olduğunu bize göstermesidir.Oruç tutmanın Tanrı’nın isteği olduğuna dair özel bir hisse yada vahye ihtiyacımız yoktur çünkü  Kutsal Kitap bunun böyle olduğunu bildirir.

Kutsal Kitap bunu açıkça vaat eder. İncil Matta 6:17-18’de İsa, “Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanıza oruçlu görüne siniz. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecek tir”  İncil İbraniler yazarı Tanrı’ya yaklaşmak ve O’ndan herhangi bir şey istemek konuşunda temel bir ilke vermiştir.  İncil:İbraniler 11:6’da, “İman olmadan Tanrı ‘yı hoşnut etmek imkansızdır. Tann’ya yaklaşan, O’nun var olduğuna ve kendisini arayanları ödüllendireceğine iman etmelidir’ der.Kutsal Kitap bizlere Tanrı’ya yaklaştığımızda, O’na imanla yaklaşmamız gerektiğini söyler.

Tanrı’nın isteğine göre oruç tutanlara verilen on kesin vaadin listesini yaptım:

(1) ışık,

(2) sağlık,

(3) doğruluk,

(4) yücelik,

(5) dualarının yanıtlanması,

(6) sürekli yol gösterilmesi,

(7) doygunluk duygusu,

(8) canlanma,

(9) yaptığınız işin kalıcı olması,

(10) yenilenme.

Bana göre bu yararlı vaatleri arzulamayan bir Mesih İnanlısı çok akılsızdır. Bunlar Tanrı’nın isteğine göre oruç tutan kişilere özel olarak vaat edilmiş ödüllerdir.

7. Ne Kadar Oruç Tutmalıyım?

 Bir gün ya da daha uzun bir süre oruç tutmak için özel bir zaman ayıracaksınız ya da oruç tutmak için özel bir amacınız varsa neler hakkında oruç tuttuğunuzu bir liste halinde yazıp yanına tarih atmanız bazen iyi olur.Şimdi ne kadar oruç tutmamız gerektiğine karar verme konusuna geldik. Bu zamanı biz ayarlayabiliriz Öğüdüm, ilk olarak çok uzun bir oruçla başlamamanızdır. İşe bir hafta iki hafta ya da kırk gün oruç tutmayı amaçlayarak başlamayın.Bazı insanlar bunu yapıyor ve başarılı oluyorlar ama ben en iyi yolun, merdivene ilk: basamaklardan tırmanmaya başlayarak basamak basamak çıkmak olduğunu düşünüyorum.Eğer çok uzun bir süre oruç tutarak başlarsak ve hedefinize ulaşamazsanız, kendinizi yenilgiye uğramış hissedersiniz ve vazgeçip bir daha denemeye bilirsiniz.Normalde merdivenin ilk basamağından başlayıp yukarı doğru tırmanmanın daha iyi olduğunu düşünüyorum.Oruç tutmaya alışık değilseniz ve kendinizi büyük bir teste hazır hissetmiyorsanız,işe günün son yemeği yemeyerek başlayın.

Günün son yemeğini normalde akşam saat 7.00 ya da 7.30’da yiyorsanız ve ertesi .gün sabah kahvaltısına kadar başka bir şey yemezseniz öğle yemeğinden sabah kahvaltısına kadar oruç tutmuş olursunuz ki bu da 18 saat eder.Bu sadece bir tek öğün yemeyerek yemeksiz geçen epey bir zamandır.Bu şekilde yaşam biçimimizden fazla bir değişiklik yapmadan ya da kendinize başarılması fazla zor olan bir hedef seçmeden de gerçek bir oruç tutabilirsiniz.Eğer bunu başarırsanız bir daha ki sefere öğle yemeği ve akşam yemeği olmak üzere son iki yemeği yememeyi seçebilirsiniz.Kahvaltıya kadar yemek yemezseniz o zaman 24 saati yemek yemeden geçirmiş olursunuz. Sonra kendinizi tam bir asker gibi hissetmeye başladığınızda, bir gün her üç öğünü de yemezsiniz ve böylece bir önceki gecenin akşam yemeğinden ertesi günün kahvaltısına kadar oruç tutmuş olursunuz ki bu da 36 saat eder.

8. Oruç Sırasında Ne Olur?

Simdi oruç sırasında neler olup bittiğinden söz edeceğiz..Oruç sırasında Kutsal Kitap’ı okumak ve dua etmek için daha çok zaman ayırmanızı  öneririm.Kutsal Kitap’tan okumayı dua etmekten önceye koyuyorum çünkü bence Kutsal Kitap okumak ve sonra da dua etmek çok akıllıca bir uygulamadır

Kutsal Kitabı okumak ruhumuzu mesh eder ve aklınızı Tanrıyla uyum içine sokar.Kutsal Kitap okuduktan sonra dualarımız büyük bir ihtimalle çok daha etkin olacaktır.İkinci olarak ruhsal saldırıya karşı uyanık olun. Oruç tutmaktaki esas fedakârlık  yememek değildir. Önemli  olan şeyler hakkında Tanrı’yı gerçekten aramaya başlayıp oruç tutarak dua ettiğinizde, Şeytan size daha çok saldıracaktır.Üzerinize, şüphe, korku ya da yalnızlık gibi tuhaf baskılar geldiğini göreceksiniz.Kendinizi karanlık bir yerdeymiş gibi hissedebilirsiniz ya da bir Mesih İnanlısı olarak genelde sahip olduğunuz sevinç, huzur ve mutluluktan bir kısmını kaybedebilirsiniz. Böyle bir şey olursa endişelenmeyin, Şeytan’ın size karşı yapmaya çalıştığını tersine çevirip düşünürseniz, bunun aslında bir “iltifat” olduğunu anlarsınız.Bunun anlamı sizin onu endişe­lendirdiğiniz ve amaçlarınıza erişmenizi engellemeye çalıştığıdır. Kendinizi bu duygulara teslim etmeyin. Duygularınızın sizi yönlendirmesine izin vermeyin.Tanrı Sözü’nün büyük temel gerçeğini aklınızdan çıkarmayın: Tanrı sizin tarafınızda dır; Tanrı sizi seviyor; Tanrı Kendisini gayretle arayanları  ödüllendirir.

Bir başka uyarı da “dinsel gösterişten uzak durmanızdır.

Bence İncil:Matta 6:16’ya bakmalıyız: “Oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarım insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. “Dinsel roller yapmayın. Oruç tuttuğunuzu herkese söyle­meyin. Bazı insanların bilmesi gerekir ama bunu bir şov haline getirmeyin

9. Orucu Nasıl Bozmalıyım?

Son olarak ele almak istediğim konu orucun nasıl bozulacağıdır. Orucu bozma konusu, orucun çok önemli bir bölümüdür. Orucunuzu bilgisizce bozarsanız oruç tutmanın yararlarından bazılarını kaybedebilirsiniz.Bazılarımız “kahvaltı”nın bütün gece tutulan orucu bozan bir öğün olduğunun bilincine varmıyor. Ama bazı insanlar gece geç saatlerde o kadar çok yemek yiyorlar ki bozulacak bir oruçları yok .Sadece kısa bir süre bile oruç tutmuş olsanız oruç bozarken her zaman hafif bir şeyler yiyin.Pişmiş ya da yağlı ya da ağır bir şeyle başlamayın. Çiğ bir salata ya da meyveyle başlamayı tercih edin.Eğer salatayla özellikle de kıvırcık, marul ya da çiğ yeşil sebzelerden yapılmış bir salatayla baş­larsanız bunun içinizi temizlediğini biliyo­rum. Çiğ yeşil salata bağırsaklarınızı temizleyen bir fırça göre­vi görür.Orucu bu şekilde bozduğumda bunu görmüşümdür.

Unutmamanız gereken ikinci şey de, ne kadar uzun süre oruç tutarsanız orucunuzu o kadar yavaş yavaş bozmanız gerektiğidir. Orucunuzu bozup normal bir şekilde yemek yemeğe başlamanın, oruç tuttuğunuz zaman kadar bir süre alması gerektiği söylenmiştir.Ben bunun tam olarak doğru olduğunu düşünmüyorum ama uzun bir süre oruç tutarsam (üç haftadan fazla) midemin bir bebeğinkine döndüğünü bilelim. O zaman yemek yemek konusunda bir bebeği beslerken olduğu gibi dikkatli olmam gerekir ve normal yemek yemeye başlamam en az bir haftamı alır.Bu alanda gerçekten özdenetim göstermeniz gerekecektir. Çünkü oruç tutarken ilk iki üç günden sonra açlık hissetmezsi­niz ama yeniden yemek yemeye başladığınızda açlık geri gelir. İşte bu noktada kendinize hakim olmalısınız. Aklınıza bir sürü sevdiğiniz yemek gelir. Ama bu tür şeylere teslim olamazsınız, çünkü orucunuzu çok çabuk ve bilinçsizce bozarsanız orucun size fiziksel olarak sağladığı yararların birçoğunu mahvedebilirsiniz.

Bir şey daha söylemek istiyorum. Sadece iki gün bile oruç tutsanız, oruç tutmanızın sonucu olarak mideniz büzülmüş olacaktır ve onu yine eski haline döndürecek derecede genişletmek akıllıca bir şey değildir.

Oruçtan sonra yemeğe başladığınız da, oruç tutmadan önceki dönemlerden daha çabuk doyduğunuzu keşfedeceksiniz. Alışkanlık size yemeğinizin geri kalan kısmını da yedirebilir ama bilgelik, “Neden burada durmuyorsun? Yeterince yedin” der. Bu yüzden oruç tutmak, yemek yeme alışkanlıklarımızı da değiştirmenin bir yoldur. Ve bir çoğumuzun da bunu yapmamız gerekmektedir. Ancak eğer zayıflamayı planlıyorsanız normalde sadece oruç tutarak bunu başaramazsınız. Birkaç kilo verebilirsiniz ama bunu yemek programınızı değiştirerek izlemezseniz bu kiloları çabucak yeniden alırsınız.