Resim: rawpixel

Çünkü sana çok kez başkaldırdık, günahlarımız bize karşı tanıklık ediyor, isyanlarımız hep yanı başımızda. Suçlarımızı kabul ediyoruz. —Yeşaya 59:12

Yaratıcı insanlığı öyle yaratmıştır ki, yanlış bir şey yaptığımız zaman kendimizi suçlu hissederiz. Suç bilinci ruhumuzu acılık ve korkuyla doldurur. İnsanı depresyona bile sürükleyebilir. Yapılan şey artık düzeltilemeyecek durumdaysa suçluluk duygusu daha da moral bozucu olur.

Örneğin, eşinize sadakatsizlik etmek yanlış bir şeydir ama belki siz ayartıldığınızda kuvvetli olamadınız. Bu başarısızlığı aklınızdan, çıkartmak, kalbinizden söküp atmak ya da günahınızı haklı çıkartmak için ne kadar uğraşsanız da suçluluğun acısını çekersiniz ve vicdanınız sizi ağır bir şekilde suçlar. Sonsuz cezadan kurtulmak için zina günahınızı kabul edip Tanrı’nın önünde ondan tövbe etmeniz lazımdır.

Günah bizi her zaman Tanrı’dan ayırır ve daha önce yapılmış olan bir şeyin sorumluğundan kaçamayız. Tanrı’nın yasasına göre, günahın cezalandırılması lazımdır ve günahın cezası da ölümdür. Tanrı’nın önünde her şey açıktır ve Tanrı bizim hakkımızdaki her şeyi bilir. O’nu kandıramayız.

Günah zamanla yok olmaz. Vicdanımızı susturup günahları unutabiliriz ama Tanrı, Yargı Gününde bizden yaptığımız her şeyi bildirmemizi talep eder. Günahlarımız orada bizi Tanrı’ya karşı gelmekle suçlayacaklardır. Günahkârların cezası önceden belirlenmiştir. Tanrı, günahın cezasının ölüm, yani sonsuz yıkım olduğunu söylemişti.

1.Yargı gününde günahlarınız size ne yapacaklardır?
2.Günahlarınız ne tür bir ceza gerektirir?