İlk başlayanlar gelince daha çok alacaklarını sandılar, ama onlara da birer dinar verildi… İşte böylece sonuncular birinci, birinciler de sonuncu olacak… Çünkü çağrılanlar çok, ama seçilenler azdır. —Matta 20:10, 16, Matta 22:14
Bugünkü okuma parçası bize, toprak sahibi Mesih olaraktan (ayet 1) göklerin egemenliğinin Hristiyanlar olarak bizden bağda işçiler olmamızı talep ettiğini hatırlatmaktadır.
Birçok kereler durumların “adil olmadığını” ya da sadık olan bizlerin sadece on birinci saatte çalışmaya başlamış olanlardan daha çok itibar sahibi olmamız gerektiğini düşünebiliriz. Bağ sahibine karşı hiçbir zaman söylenmeyelim (ayet 11). Bunun yerine, kendi kurtuluşumuzu kendimiz kazanamayacağımızı hatırlatalım. Kurtuluş Tanrı’nın bir armağanıdır.
Tövbe edip İsa Mesih’i kişisel Kurtarıcımız olarak kabul ederek ve geçmişteki günahlarımız için bağışlanma isteyerek bu harika armağanı, Tanrı’nın lütfu aracılığıyla karşılıksız olarak alabiliriz. Günahlar için bu bağışlanmayı aldıktan sonra Tanrı’nın bağında işçiler oluruz. Sona dek sadık olursak sonsuz yaşamı alırız.
Çalışmalarımızın, başkalarının Tanrı’nın egemenliğine kazandırılmasına yardımcı olmasını istiyoruz. Kendimizi üstün görmek için çalışmak ya da işlerimiz aracılığıyla doğru kişiler olmaya çalışmayı istemiyoruz. İşlerimizin Tanrı’nın hayatlarımızda var olan doğruluğunun bir ürünü olmasını istemeliyiz.
Sona kadar sadık olmamız ve o seçilmişlerden biri olmamız dileğiyle (ayet 16).
Reform yeni bir sayfa açmaktır; yeniden doğuş yeni bir yaşam almaktır.